Robot mu İnsan mı Sorusunun Cevabı Belli Oldu

Küresel bir araştırmaya göre, insanların yüzde 75’i kişisel ve mesleki olarak “sıkışmış” hissediyor. Yüzde 88’i, salgın başladığından bu yana başarı algılarının değiştiğini söylüyor ve yüzde 85’i de teknolojinin geleceklerini tanımlamaya yardımcı olmasını istiyor.

Oracle ve bir İK araştırma ve danışmanlık firması olan Workplace Intelligence tarafından gerçekleştirilen yeni bir araştırmaya göre insanlar, COVID-19 salgını nedeniyle yalnız kaldıklarını ve kendi hayatlarıyla olan bağlantılarının koptuğunu hissettikten sonra kariyer gelişimleri için robotlardan destek beklemeye başladı. 13 ülkede 14.600’ün üzerinde çalışan, yönetici, İK lideri ve üst düzey yönetici ile yapılan bir araştırmada, tüm dünyada insanların kişisel ve profesyonel hayatlarında sıkışmış hissettikleri ancak geleceklerinin kontrolünü tekrar ele almaya hazır oldukları görülmüştür.

Küresel iş gücü kendini yalnız, bağlantısını yitirmiş ve kontrolünü kaybetmiş hissediyor

Bir yıldan uzun süren kapanma süreci ve salgın nedeniyle devam eden belirsizlik, birçok çalışanı duygusal çalkantıya sürükleyerek hayatlarının ve kariyerlerinin kontrolünü kaybettiklerini hissetmelerine neden oldu.

· İnsanların yüzde 80’i geçtiğimiz yıldan negatif etkilenirken, çoğu finansal sıkıntılar (yüzde 29) ve zihinsel sağlığında bozulmalar yaşadı (yüzde 28), kariyer motivasyonunu kaybetti (yüzde 25) ve kendi hayatıyla olan bağının koptuğunu hissetti (yüzde 23).

· İnsanların yüzde 62’si, 2021’in iş açısından en stresli yıl olduğunu düşünüyor. İnsanların yarısından fazlası (yüzde 52) 2020’ye göre 2021’de iş yerinde daha fazla zihinsel sağlık sorunu yaşadı.

· Kişisel ve mesleki hayatları üzerinde hiç kontrolü olmadığını hisseden insan sayısı, pandeminin başından bu yana ikiye katlandı. İnsanlar gelecekleri (yüzde 43), kişisel hayatları (yüzde 46), kariyerleri (yüzde 41) ve ilişkileri (yüzde 39) üzerindeki kontrollerini kaybettiklerini belirtti.

· İnsanların yüzde 76’sı kişisel hayatlarında sıkışmış, gelecekleri hakkında endişeli (yüzde 31), aynı rutine hapsolduklarını (yüzde 27) ve hiçbir zaman olmadığı kadar yalnız hissediyor (yüzde 26).

İnsanlar değişiklik yapma motivasyonuna sahip ancak büyük zorluklarla karşı karşıya

Geçen yıl zorlanmalarına rağmen dünya genelindeki insanlar kişisel hayatlarında değişiklik yapmaya istekli.

· İnsanların yüzde 93’ü, geçtiğimiz yılı hayatları üzerinde düşünmek için kullandı ve yüzde 88’i kendileri için başarının anlamının pandemi başından bu yana değiştiğini, artık en önemli önceliklerinin iş yaşam dengesi (yüzde 42), zihinsel sağlık (yüzde 37) ve iş yeri esnekliği (yüzde 33) olduğunu ifade etti.

· Yüzde 75’i mesleki olarak sıkışmış hissediyor çünkü kariyerlerinde ilerlemek için gelişim fırsatlarına sahip değiller (yüzde 25) ve hiçbir değişiklik yapamayacak kadar bunalmış hissediyorlar (yüzde 22).

· İnsanların yüzde 70’i kariyerlerinde sıkışmış olmanın ekstra stres ve kaygı yaratarak (yüzde 40), kişisel hayalarında da sıkışmış hissetmelerine neden olarak (yüzde 29) ve odak noktalarnı kişisel hayatlarından uzaklaştırmalarına neden olarak (yüzde 27) kişisel hayatlarını da olumsuz etkilediğini belirtiyor.

· İnsanların yüzde 83’ü değişiklik yapmaya hazır ancak yüzde 76’sı büyük engellerle karşı karşıya olduğunu söylüyor. En büyük zorluklar arasında finansal istikrarsızlık (yüzde 22), ne tür bir kariyer değişikliğinin kendileri için anlamlı olacağını bilememe (yüzde 20), değişiklik yapacak kadar kendilerine güvenmeme (yüzde 20) ve şirketlerinde hiçbir gelişim fırsatı görememe (yüzde 20) yer alıyor.

· 2022’ye doğru ilerlerken, mesleki gelişim en büyük öncelik olarak ortaya çıkıyor. Çoğu insan kariyer fırsatları için tatil süresi (yüzde 52), parasal ikramiyeler (yüzde 51) ve hatta maaşlarının bir kısmı (yüzde 43) gibi temel avantajlardan feragat etmeye hazır.

· Küresel iş gücünün yüzde 85’i, işvereninin sağladığı desteği yeterli bulmuyor. Kuruluşların daha fazla öğrenme ve gelişim imkanı (yüzde 34), daha yüksek maaş (yüzde 31) ve şirketleri dahilinde yeni rollere geçebilme fırsatları (yüzde 30) sağlamasını istiyor.

Tüm dünyada çalışanlar yeni beceriler edinmeye çok istekli ve bunun için teknolojiden yardım almayı istiyor

İşverenlerin değişen iş yeri dinamikleri ortamında yetenekli kişileri elde tutabilmek ve sayısını artırabilmek için çalışanların ihtiyaçlarına hiç olmadığı kadar dikkat etmesi ve daha iyi destek sunmak için teknolojiden yararlanması gerekiyor.

· İnsanların yüzde 85’i teknolojinin geliştirmeleri gereken becerileri tanımlayarak (yüzde 36), yeni beceriler öğrenmek için yollar önererek (yüzde 36) ve kariyer hedeflerine doğru ilerlemek için atmaları gereken adımları göstererek (yüzde 32) geleceklerini tanımlamaya yardımcı olmasını istiyor.

· İnsanların yüzde 75’i, robot tavsiyelerine göre yaşam değişiklikleri yapacaklarını ifade ediyor.

· Yüzde 82’lik kısım robotların tarafsız öneriler vererek (yüzde 37), kariyerleri hakkındaki sorulara hızlıca yanıtlayarak (yüzde 33) veya mevcut becerilerine uygun yeni işler bularak (yüzde 32) kariyerlerine insanlardan daha fazla destek olabileceğini düşünüyor.

· İnsanlar kariyer gelişiminde insanların kritik rol oynamaya devam edeceklerini düşünüyor ve kişisel deneyime dayalı olarak destek verme (yüzde 46), güçlü ve zayıf yönleri belirleme (yüzde 44) ve özgeçmişin ötesini görerek kişiliğe uygun roller önerme (yüzde 41) gibi konularda daha iyi destek sağlayabileceğine inanıyor.

· İnsanların yüzde 87’si şirketlerinin kendilerini dinlemek için daha fazla şey yapması gerektiğini düşünürken yüzde 55’i kariyer gelişimini desteklemek için yapay zeka gibi gelişmiş teknolojiler kullanan bir şirkette kalma ihtimalinin daha yüksek olduğunu belirtiyor.