CEO’ların neredeyse yüzde 60’ı önümüzdeki 12 ayda küresel büyümenin artacağını düşünüyor. Bu oran, geçtiğimiz yıl yüzde 38, iki yıl önce ise sadece yüzde 18’di. Türkiye’deki CEO’ların ise yüzde 53’ü küresel büyümenin artacağını düşünüyor, Türkiye’deki CEO’lar için bu oran geçen sene yüzde 27’ydi.
109 ülkeden 4.701 CEO’nun katıldığı araştırmaya göre, CEO’ların yüzde 42’si önümüzdeki 12 ayda çalışan sayısını yüzde 5 veya daha fazla arttırmayı düşünüyor. Bu oran, çalışan sayısını azaltmayı düşünen CEO’ların (yüzde 17) ile iki katından fazla. Geçtiğimiz yıl ise çalışan sayısını arttırmayı düşünen CEO’ların oranı yüzde 39’du. Çalışan sayısını arttırmayı düşünen CEO’ların başında cirosu 100 milyon doların altında olan küçük ölçekli şirketlerle (yüzde 48) geliyor. Bunu teknoloji (yüzde 61), gayrimenkul (yüzde 61), özel sermaye (yüzde 52) gibi şirketler takip ediyor.
PwC Türkiye Kıdemli Ortağı Cenk Ulu, araştırmayla ilgili değerlendirmesinde şunları söyledi:
“PwC olarak gerçekleştirdiğimiz CEO Araştırması ile 28 yıldır iş dünyasının içinden geçtiği kapsamlı dönüşümü çok yakından takip ediyoruz. Araştırmamızın bu yılki küresel sonuçları, iş liderlerinin ekonominin büyümesine yönelik iyimserliklerini koruduğunu gösteriyor. Ancak liderler önceki yıllarda olduğu gibi, değer yaratma modellerinde köklü değişiklikler yapmaları gerektiğinin farkındalar ve daha da önemlisi, bu yönde adımlar atmak için istekliler. CEO’ların işgücü, sürdürülebilirlik, tedarik zincirleri de dahil olmak üzere birçok alanda stratejik kararlar almalarının gerekeceği bir dönemdeyiz. Araştırma, özellikle üretken yapay zekâ konusunda dikkat çekici sonuçlar içeriyor.”
Dönüşüm zorunluluğu
Son iki yılda olduğu gibi, her on CEO’dan dördü (yüzde 42) şirketlerinin mevcut gidişatını sürdürmesi halinde on yıldan daha uzun süre ayakta kalamayacağını düşünüyor. Şirketlerinin önemli değişiklikler yapmadan ayakta kalamayacağını düşünen yüzde 42’lik kesim, ekonomik olarak ayakta kalabilmelerini etkileyen en önemli faktörün yasal düzenlemelerdeki değişiklikler olduğunu söylüyor. Her sektörden CEO’ların yüzde 63’ü son beş yılda şirketlerinin değer yaratma, sunma ve yakalama şekillerinde değişiklik yapmak için en az bir önemli adım attıklarını söylüyor.
Şirketler iş modellerini kökten değiştirmeye de istekli; CEO’ların yüzde 38’i son beş yılda en az bir yeni sektörde rekabet etmeye başladıklarını, yüzde 34 ise bu yeni sektörlerden elde ettikleri gelirlerin, şirketlerinin bu dönemdeki toplam gelirlerinin yüzde 20’sinden fazlasını oluşturduğunu belirtiyor.
CEO’lar üretken yapay zekâ için iyimserler; ancak, daha iyi sonuçlar almak istiyorlar
Araştırmaya katılan CEO’lar üretken yapay zekâdan elle tutulur sonuçlar elde ettiğini söylüyor. CEO’ların yüzde 56, son 12 ayda çalışanlarının mesailerinde daha verimli olduklarını, %32 ise gelirlerinin arttığını belirtiyor. Türkiye’deki CEO’ların yüzde 64’ü geçtiğimiz on iki ayda üretken yapay zekânın çalışanların verimliliğini artırdığını belirtiyor.
Yapay zekâya güven, bu teknolojinin yaygınlaşmasının önündeki en büyük engellerden biri olmaya devam ediyor. CEO’ların yalnızca üçte biri, yapay zekâ teknolojisini şirketlerinin kilit süreçlerine entegre edecek kadar güvenilir bulduklarını söylüyor.
Buna rağmen, üretken yapay zekânın kârlılığa etkilerine ilişkin iyimserlik geçtiğimiz yıla göre biraz arttı; CEO’ların yüzde 49’u önümüzdeki 12 ayda kârlılıklarında artış bekliyor. CEO’ların neredeyse yarısı (yüzde 47) önümüzdeki üç yılda üretken yapay zekâ dahil yapay zekâ teknolojilerini kendi teknoloji platformlarına; yüzde 41’i ana iş süreçlerine entegre etmeyi planlıyor. Üretken yapay zekânın çalışan sayısının arttırılmasına neden olduğunu söyleyen CEO’ların oranı (yüzde 17), azaltılmasına neden olduğunu söyleyen CEO’lardan (yüzde 13) daha fazla.
İklim değişikliğiyle ilgili yatırımlar meyvelerini vermeye başladı
Araştırmada dikkat çeken bir diğer konu ise iklim değişikliğinin şirketlere olan etkisi. CEO’lar bu konuyla ilgili aksiyon almaya devam ediyor. CEO’ların son beş yılda iklimle ilgili yaptıkları yatırımların finansal etkilerini değerlendirmeleri sorulduğunda, bu yatırımların gelirleri arttırma olasılığının (yüzde 33), azaltma olasılığından (yüzde 5) altı kat daha fazla olduğu görülüyor. CEO’ların neredeyse üçte ikisi, iklimle ilgili yatırımların maliyetleri azalttığını ya da maliyete önemli bir etkisi olmadığını söylüyor. Türkiye’deki CEO’ların yüzde 38’i son beş yılda yaptıkları iklim dostu odaklı aldıkları inisiyatiflerin hizmet veya ürün satışından elde edilen gelirde artış sağladığını belirtiyor.
Yine de iklimle ilgili yatırımları gerçekleştirmenin önündeki engeller ortadan kalkmış değil. Bu tür yatırımları yapmış olan CEO’ların yüzde 24’ü, yasal düzenlemelerdeki karmaşıklıkların şirketlerinin bu tür yatırımlara başlamalarının önündeki en büyük engel olduğunu söylüyor. Yüzde 18’i yatırım getirisinin az olmasının, yüzde 6’sı ise yönetim kurulunun veya üst yönetimin bu konuda destek vermemesinin en büyük engel olduğunu düşünüyor.