Operasyonel Körlük Şirketlere Her Yıl 12,9 Milyon Dolara Mal Oluyor

Enflasyonist baskı ve artan maliyetler, şirketleri kârlılıklarını korumak için zorlu bir sınava tabi tutuyor. Ancak asıl tehlike, bilançolarda açıkça görülmeyen ve operasyonel süreçlerin derinliklerinde gizlenen verimsizliklerde yatıyor. Gartner’a göre, entegre olmayan sistemlerin ve düşük veri kalitesinin organizasyonlara yıllık maliyeti ortalama 12,9 milyon doları buluyor. Uzmanlar, bu kârlılık sızıntılarını durdurmanın yolunun finans departmanlarını operasyonu anlık izleme ve geleceği öngörme kabiliyetleriyle donatmaktan geçtiğini belirtiyor.

Günümüz iş dünyasında hala birçok finans yöneticisi kararlarını ay sonlarında önlerine gelen finansal tablolara bakarak veriyor. Bu tablolar çoğu zaman sadece sonuçları gösterirken, bu sonuçları doğuran nedenleri ortaya koymakta yetersiz kalabiliyor. Bir üretim bandındaki beklenmedik enerji artışı, lojistik rotasındaki verimsizlik veya depolardaki yüksek fire oranı, finansal raporlara yansıdığında genellikle iş işten geçmiş oluyor. Operasyonel ve finansal veriler arasındaki bu kopukluk, şirketlerin milyonlarca dolarlık kârlılık sızıntıları yaşamasına neden oluyor.

Operasyon ve finans arasındaki duvarları yıkmak

Kurumsal kaynak planlama pazarının liderlerinden Industrial Application Software (IAS), geliştirdiği bütünsel çözümlerle finans ve operasyon dünyaları arasındaki bu duvarı yıkıyor. IAS, finans departmanlarını yalnızca geçmişi raporlayan birimler olmaktan çıkarıp, tüm organizasyonun röntgenini gerçek zamanlı çeken stratejik karar merkezlerine dönüştürüyor.

Şirketlerin görünmez maliyetleri yönetebilmesi için bütünsel bir dijital altyapının sağladığı görünürlüğün şart olduğunu vurgulayan IAS Yetkinlik Merkezi Müdürü Engin Murat Bölükbaşı, bu kabiliyetin iş yapma şekillerini nasıl değiştirdiğini şöyle açıkladı: “Birçok şirkette finans departmanı ve üretim sahası farklı dilleri konuşur. Biri ‘kâr-zarar’ derken, diğeri ‘adet-fire’ der. Biz Canias ERP ile bu iki dünyayı tek bir dilde, gerçek zamanlı olarak konuşturuyoruz. Böylece şirketler finansal check-up’larını yaparak sızıntı noktalarını tespit edebiliyor. Bir ürünün maliyetinin neden arttığını, hangi makinenin enerji tüketiminin saptığını veya hangi tedarikçinin risk yarattığını anlık olarak görebilen bir finans yönetimi, kriz anlarında reaktif değil, proaktif kararlar alabilir.”

Reaktif raporlamadan proaktif öngörüye

Canias ERP’nin entegre yapısı, finansal yönetimi olanı izleyen reaktif bir pratikten, geleceği kurgulayan proaktiviteye taşıyor. Finans modüllerinin üretim, satış ve tedarik zinciriyle entegre çalışması sayesinde şirketler, senaryoları karşılaştırarak olası risk ve fırsatları daha operasyon gerçekleşmeden analiz edebiliyor. Bütçe üzerinde yapılacak farklı senaryo çalışmaları ile kur dalgalanmaları, hammadde fiyat artışları veya talep değişiklikleri gibi olasılıkların nakit akışına ve kârlılığa etkisi hesaplanabiliyor.

Canias ERP’nin şirketlere kazandırdığı stratejik çevikliğin altını çizen Bölükbaşı, sözlerini şöyle noktaladı:
“Bugün şirketler veri eksikliğinden ziyade veriyi zamanında değerlendirememekten kaybediyor. Günümüzde sürdürülebilir kârlılığın yolu, veriyi işlevsel içgörü ve öngörüye dönüştürmekten geçiyor. Geçmişin bilançosuna bakan geleneksel finans yönetimi, bu nedenle günümüzün proaktif ihtiyaçlarını karşılayamıyor. Canias ERP ile sağladığımız entegre yapı ise Kurumsal Karne Yönetimi modülü alt yapısı ile farklı perspektifler üzerinden ileriye dönük mevcut durumun yorumu yapılarak stratejik değişiklikler yapmayı ve geleceğin haritalanmasını mümkün kılıyor.”

Sizin de bu konuda söyleyecekleriniz mi var?