1 Nisan 2016 tarihinden itibaren devreye giren 4.5G’yi kullanan abone sayısı 51.7 milyona, yüksek hızlı interneti aktif olarak kullanan abone sayısı ise 19.2 milyon kişiye ulaştı. Bilgi Teknolojileri Kurumu’nun 2016 Yılı 4’üncü çeyrek Türkiye Telekomünikasyon Pazarı verilerini değerlendiren KPMG Türkiye sektöre özel rapor hazırladı. KPMG Teknoloji, Medya ve Telekomünikasyon Sektör Lideri ve Şirket Ortağı Serkan Ercin, dünyanın mobil 4.0 döneminin eşiğinde olduğunu, 2020’de 25 milyar nesnenin birbiriyle konuşmaya başlayacağını söyledi.
KPMG Telekomünikasyon Sektör Raporu’nda yeni mobil altyapı yatırımları ile kapasite ve hız artışının devam edeceği, aktif kullanıcı sayısının artacağı belirtildi. Raporu değerlendiren KPMG Teknoloji, Medya ve Telekomünikasyon Sektör Lideri ve Şirket Ortağı Serkan Ercin, “Geniş bant tarafında yaklaşık 10.5 milyonu sabit, 51.7 milyonu mobil geniş bant abone sayısına ulaşıldı. Bir önceki yılın aynı dönemine göre mobilde yüzde 28 artış gözlenirken, Eve Kadar Fiberde (FTTH) ise yüzde 18 artış gözlenmiştir. Bunun nedeni artan fiber altyapı yatırımlarından kaynaklanmaktadır. 2016 yılında fiber altyapı uzunluğu 290.974 km’ye ulaşmıştır ve bir yıl öncesine göre yüzde 9’a ulaşan bir artış gerçekleşti. Bunların yanı sıra, 2008 yılında uygulanmaya başlanan numara taşınabilirliği uygulamasıyla, taşınan numara sayısı Ocak 2017’de 100 milyonu geçti” dedi.
Mobilde 4.0, nesnelerin internetiyle geliyor
4.5G ve fiber internetin yaygınlaşmasıyla birlikte “Nesnelerin Interneti” (IoT) kavramının hayatımıza girdiğine dikkat çeken Ercin, “Tablet, akıllı telefonlar ve giyilebilir mobil cihazlar sayesinde akıllı bağlantıların üretilmesi hızlı bir şekilde devam ediyor. Bunun yanı sıra akıllı binalar, akıllı şehirler gibi alanlarda daha fazla nesne birbirine bağlı olacak” dedi.
Birbiriyle konuşan nesneler dönemi
Ercin şöyle devam etti: “2020 yılında yaklaşık 25 milyar bağlı nesnenin kullanımda olması beklenmektedir. Son 10 yılda sabit abone sayısındaki ciddi düşüşe rağmen, mobildeki abone sayısındaki artış devam etmektedir. Mobildeki penetrasyon oranı 2016 sonu itibarıyla yüzde 96 olarak gözlenmiştir. Geniş bantta ise penetrasyon oranı sabitte yüzde 13’e çıkarken, mobil geniş bant penetrasyonu ise akıllı telefonlar ile giyilebilir mobil cihazların gelişmesi ve makineler arası iletişim (“M2M”) (aygıttan aygıta iletişim) cihazların artışı nedeniyle yüzde 64 olarak gözlendi. Aralık 2016 sonu itibarı ile M2M abone sayısı önceki yıla göre yüzde 25 artarak 4 milyona ulaştı.”
Büyük Veri yatırımları yapılıyor
Son yıllarda sektörde özellikle suiistimal önleme, trafik yönetimi ve enerji tasarrufu amacıyla büyük verinin kullanımı ve analiz edilmesi konusunda ciddi yatırımlar yapıldığını belirten Ercin, “Büyük veri, doğru analiz metotları ile yorumlandığında şirketlerin stratejik kararlarını doğru bir biçimde almalarına, risklerini daha iyi yönetmelerine ve inovasyon yapmalarına imkan sağlayabiliyor. Örneğin, kullanılmaya başlanan akıllı sayaçlar ile yüzde 30’a varan tasarruflar sağlanıyor” dedi.
Aygıttan aygıta iletişim başladı
Telekom operatörlerinin, büyük veri analizlerini kullanarak müşteri paketlerini yükselttiklerine dikkat çeken Ercin, M2M (aygıttan aygıta iletişim) teknoloji sayesinde müşteriye farklı ürünler sunulabildiğini belirtti. Ercin; “Farklı ürünler dünyasında büyük veri analiziyle müşterisine katma değerli hizmetler sunabilmelerine ve büyük verinin müşteri gözünde en önemli konularından biri olan veri güvenliğinin sağlanmasına bağlıdır. Omni-channel (çoklu-kanal) yaklaşımının benimsenmesiyle müşteriye ulaşılan kanalların sayısının artmasıyla yeni nesil müşteri deneyimi ve sadakati artırmak için büyük verinin işlenmesinde kullanılacak iş zekası çözümleri büyük önem taşıyor” şeklinde konuştu.
Dijital dönüşüm aralıksız sürüyor
Dijital dönüşümün yeni nesil müşteri deneyimi sağlamak amacıyla her an devam ettiğini belirten Ercin, şunları ekledi: “Dijital dönüşüm Telekom şirketlerini birer emtia üreticisi durumuna düşürmek tehlikesini de içinde barındırıyor. Bu nedenle telekom şirketleri dijital dönüşümde zaman keybetmeden altyapılarını, BT sistemlerini ve kullanıcı arayüzlerini iyileştirmeliler. Entegre, gelişmiş ve tüm yönleriyle gerçek bir müşteri deneyimi için operatörlerin dijital dönüşümü hızlı bir şekilde uyarlamaları gerekir. Global teknoloji devlerinin telekomünikasyon şirketlerine karşı oluşturduğu rekabetin hızla arttığı bir ortamda, telekomünikasyon şirketlerinin veri analitiğinin de yardımıyla dijital dönüşümlerini etkin şekilde kullanmaları gelecek için çok önemli bir silah olacak.”
Güvenli veri merkezleri olacak
Telekom şirketlerinin dijital modellere ve bulut teknolojisine geçerken veri güvenliği tekniklerine yatırım yapmaya ihtiyaç duyduklarını aktaran Ercin, “Siber güvenlik ile mücadele ve veri güvenliği ihlallerinden kaynaklı gelir açığını korumak maliyet yaratıyor. Sosyal paylaşım siteleri ile lokasyon bazlı ve reklam amaçlı kullanıcı verilerini toplayan uygulamaların yaygınlaşması nedeniyle Telekom operatörlerinin siber tehditler konusunda bilinçli olmaları gerekiyor. Bu da çoklu kanallara yönelen operatörler için siber saldırılar gibi güvenlik risklerine maruz bırakarak yeni riskler oluşturuyor. Dünya’da ve Türkiye’deki Telekom şirketleri güvenli veri merkezleri kurarak veri güvenliği konusunda ciddi yatırımlar yapmakta veya bilgi güvenliği konusunda uzmanlaşmış şirketler ile ortaklık yapıyor.”