İkinci Elde Elektrikli Araç Alırken Dikkat

2025 yılında dünyada 22 milyonun üzerinde elektrikli ve şarj edilebilir hibrit araç satılacak. Bu rakam, 2024’e kıyasla yüzde 25 artış anlamına geliyor. Başka bir deyişle, 2025’te satılan her 4 yeni araçtan biri elektrikli olacak.

Diğer yandan elektrikli araç pazarındaki hızlı büyüme, ikinci el elektrikli araçlara olan ilgiyi de artırıyor. Ancak uzmanlara göre ikinci el elektrikli araç satın alırken dikkat edilmesi gereken kendine özgü kriterler bulunuyor. Motor Aşin CEO’su Saim Aşçı, özellikle ikinci elektrikli bir araç satın alırken, batarya sağlığına dikkat edilmesini ve batarya sağlığında kaybın yüzde 20 ve üzeri olması durumunda tekrar değerlendirilmesi gerektiğini söyledi.

Batarya: EV’lerin kalbi ve değerinin yüzde 40’ından fazlasını oluşturuyor

Bataryalar, elektrikli bir aracın en pahalı ve kritik bileşeni olarak öne çıkıyor. Almanya merkezli Dekra’nın 25.000’den fazla araç üzerinde yaptığı testler, bazı bataryaların 180.000–260.000 km kullanım sonrası dahi yüzde 95–97 kapasite koruduğunu ortaya koyuyor. Aviloo ve P3 araştırmaları da çoğu aracın 200.000 km sonunda dahi yüzde 80 kapasitenin üzerinde olduğunu doğruluyor.
Buna karşın batarya sağlığındaki yüzde 10’luk bir düşüş, aracın menzilini 50–60 km azaltabiliyor. Bu nedenle doğru ve güvenilir bir batarya sağlık raporu olmadan ikinci el elektrikli araç alınmaması gerektiği vurgulanıyor.

Şarj geçmişi ve altyapı uyumuna dikkat

McKinsey & Company verilerine göre, elektrikli araç bataryaları yaklaşık 1.500 tam şarj döngüsünden sonra yıpranmaya başlıyor. Özellikle hızlı şarj (DC) yoğun kullanıldığında bu süreç hızlanıyor. Ayrıca eski nesil modellerde kullanılan CHAdeMO gibi şarj portlarının güncel altyapıyla uyumsuz olabileceği, uyum sağlamak için ciddi maliyetlerle dönüşüm yapılması gerekebileceği belirtiliyor.

Elektrikli araçlarda da bakım şart

Elektrikli araçlar motor yağı değişimine ihtiyaç duymasa da soğutma sistemleri, inverterler, yazılım güncellemeleri ve yüksek voltaj kabloları düzenli bakım gerektiriyor. Bu noktada, aracın servis geçmişinin doğrulanması ve mümkünse elektrikli araç konusunda uzmanlaşmış atölyelerden bakım görmüş olması kritik önem taşıyor.

Değer kaybı ve garanti öne çıkıyor

Tesla verileri, 320.000 km’de bataryalarda yaklaşık yüzde 12 kapasite kaybı yaşandığını gösteriyor. Hyundai ve Kia ise 8 yıl / 160.000 km batarya garantisi sunuyor ve bu garanti ikinci el alıcılara da devredilebiliyor. Bu durum, alıcı açısından büyük avantaj sağlıyor. Renault Fluence gibi bazı eski modellerin bataryaları kiralama sistemiyle satıldığından, aylık ek maliyetler veya yedek parça erişiminde sınırlamalar olabiliyor.

Yeni iş konseptinde bataryalar

Zarar görmüş pil hücrelerinin değiştirilmesiyle bataryaların ömrü uzatılabiliyor. Bu yöntem geleceğin mobilitesinde çevreci ve ekonomik bir çözüm sunarken, 2. el araç alımında riski minimize etmede önemli bir alternatif olarak öne çıkıyor.

Saim Aşçı, ikinci el elektrikli araç alımında “sezgilerle değil, veriyle hareket edilmesi gerektiğini” vurguladı: “Batarya sağlığı raporu, aracın değerini belirleyen en kritik unsur. Eğer kapasite kaybı yüzde 20’nin üzerindeyse alıcı mutlaka yeniden pazarlık yapmalı ya da satın almaktan vazgeçmeli. Ayrıca şarj geçmişi, garanti kapsamı ve bakım kayıtları şeffaf şekilde incelenmeden ikinci el elektrikli araç almak ciddi risk barındırır.”

Diğer yandan Aşçı, ayrıca elektrikli araçların Türkiye otomotiv ekosisteminde önemli bir dönüm noktasına geldiğini belirtirken “Bugün ikinci el elektrikli araçlar da artık hayatımızda. Doğru verilerle, doğru raporlarla alım yapıldığında bu araçlar hem çevresel fayda hem de uzun vadeli maliyet avantajı sağlar. Ancak yanlış seçim, batarya maliyetleri nedeniyle tüketiciyi mağdur edebilir.” ifadelerine yer verdi.

Sizin de bu konuda söyleyecekleriniz mi var?