İlk bakışta arkasında yer alan üç ayrı kamera ve farklı tonlara sahip rengarenk sırt kaplamasıyla dikkat çeken Huawei P20 Pro, deklanşöre bastığınızda en iyi görüntüyü ağına düşürmek için hüner üstüne hüner sergiliyor. Mobil telefonların görüntüleme kalitesinde çıtayı yeni bir seviyeye taşıyan, özellikle de düşük ışıkta bugüne dek rastlamadığımız ölçüde başarılı sonuçlara imza atan bu sıra dışı model Enterprise Next’in konuğuydu.
Huawei, akıllı telefonlarda yarışa biraz geç girmesine rağmen hızlı yol almayı başaran ilginç bir marka. Bu işe ilk girdiğinde pek iddialı modellerle ortaya çıkmazken, 2013 yılında dönemin en ince akıllı telefonu olarak sükse yapan P6 modeliyle bir anda inovasyona ağırlık vermiş ve üst uç segmente göz kırpmaya başlamıştı. Devamında arka arka çıkardığı başarılı modellerle fiyat performans dengesini korumayı başaran şirket, geçtiğimiz yıl Apple’ı bile geride bırakarak Samsung’un ardından dünyanın en büyük cep telefonu üreticileri sıralamasında ikinci sıraya adını yazdırmayı başardı.
Şirket, önceki modellerle elde ettiği bu başarıyı şimdi de P20 serisiyle devam ettirmeye çalışıyor. P20 Lite, P20 ve P20 Pro olmak üzere üç farklı modele sahip olan bu serinin özellikle P20 Pro olarak geçen en üst modeli oldukça dikkat çekici özelliklere sahip. Yapay zeka odaklı işlemler için özelleştirilmiş mantıksal devrelerle donatılmış Kirin 970 işlemci platformu, 6 GB sistem ve 128 GB depolama belleği, 2160×1080 çözünürlüğünde OLED ekran, stereo hoparlörler ve tüm bunları iki gün boyunca taşıyabilen 4000 miliamperlik piliyle Huawei P20 Pro, şu an bu yazıyı yazdığım dizüstü bilgisayardan bile daha yüksek konfigürasyona sahip. Üstelik bir de cebime sığıyor.
Tüm bu saydıklarımı IP67 sertifikasına sahip, sudan ve tozdan koruyan bir kasaya yerleştirmişler. Yani cihaz suya düşmeye bile dayanıklı.
İnsan ömrünün yarısı kadar zamanda elimi sürme fırsatı bulduğum transistörlü ilk cihaz olan 128 byte belleğe sahip Atari 2600’den nerelere geldik… Her neyse.
Dışarıdan bakıldığında Huawei P20 Pro çentikli tam ekran tasarıma ve EMUI 8.1 kullanıcı arayüzüne sahip. Bu arayüzün nasıl bir deneyim sunduğuna daha önceki Honor 9 Lite incelemesinde değinmiştik.
Hoş bir sürpriz olarak P20 Pro’da telefonun arayüzüne çentik gizleme özelliği de eklemişler. Aslında yaptığı şey çentiğin kenarına denk gelen kısımları çerçeve rengi olan siyaha boyamak. OLED ekranların gerçek siyah renk görüntüleme konusundaki yeteneği sayesinde sonuç da gayet başarılı. Küçük bir kutuya tıklamanızla birlikte telefon bir anda iPhone X’i bırakıp S9 Plus’a benzemeye başlıyor.
Ekranın alt kısmında ise kasaya gömülmüş parmak izi okuyucusu var. Ön yüzde parmak izi okuyucusu görmeyi özlemiştik, en azından ben özlemiştim. Masanın üzerinde duran telefonu tek dokunuşla açabilmek güzel bir duygu. Arayüzde doğal ekran sıcaklığı tonlaması gibi farklı sürprizler de mevcut.
Üç renk alternatifine sahip olan telefonun bize gelen örneğinde arka yüzde “Alacakaranlık” adı verilen bir kaplama vardı. Üstte fuşya – eflatun arası bir tondan (resmen rengin adını koymakta zorlanıyorum) altta açık maviye doğru tatlı tatlı kayan renk geçişine bu adı vermişler. Daha önce hiçbir telefonda böyle bir şey görmemiştim. Bir yandan ayna gibi parlıyor, bir yandan mıknatıs gibi parmak izi topluyor. İnsan toz kondurmaya kıyamıyor, beraberinde gözlük silme bezi verseler yeridir.
Üç Ayrı Kamera Aynı Amaçta Birleşiyor
Tasarım ve konfigürasyon bir yana, Huawei P20 Pro’yu diğerlerinden ayıran, sahip olduğu kameralar ve görüntü işleme konusundaki yetenekleri. Cihazın arka yüzünde Leica tarafından üretilen 40 megapiksel renkli, 20 megapiksel siyah beyaz ve 8 megapiksel 3X optik yakınlaştırma yeteneğine sahip telefoto lens olmak üzere üç lens birden var. Adeta en iyi görüntüyü ağına düşürmeye hazırlanan bir örümceğin gözleri gibi alt alta sıralanmış bekliyorlar. 40 megapiksel çözünürlüğü 3X yakınlaştırmalı telefoto lensle kombine edince 5 kat optik yakınlaştırmaya denk sonuçlar elde edebilmek kombinasyonun bir diğer sürprizi. Öndeki 24 megapiksellik özçekim kamerası ise pek çok rakibinin sırtında bile yok.
Bu objektifler 4K çözünürlükte saniyede 60 kare video çekmeye izin vermenin yanı sıra, saniyede 960 kare süper yavaş çekim yapabilme özelliğine de sahip. Bu da saniyede 24 kare hesabından zamanı yaklaşık 40 kat yavaşlatmak demek. Hem ön hem arka kameralarda zengin çekim modları mevcut. Standart, profesyonel, gece modu, portre, filigran, panorama ve daha pek çok çekim modundan bazıları ön kamerayla da paylaşılırken, bazıları sadece arka kamera setiyle kullanılabiliyor.
Tabii bol kamera demek, bol bol veri demek. Tüm bu kameralardan gelen görüntülerin ideal bir şekilde harmanlanmasını yazının başında şöyle bir değindiğimiz söz konusu yapay zeka fonksiyonları üstleniyor. Fotoğrafı çekerken sahnelerin ve objelerin tanımlanmasından üç ayrı objektiften gelen görüntünün birleştirilmesine kadar pek çok konuya el atan bu yapının çalışma biçimi de son derece ilginç. Gökyüzüne tutuyorsunuz, “Mavi Gökyüzü” diyor ayarını ona göre yapıyor. Ağaca tutuyorsunuz “Yeşillik” diyor. Bununla da kalmıyor. Kediye tutuyorsunuz “Kedi” diyor, köpeğe tutuyorsunuz “Köpek” diyor.
Hadi size daha ilgincini söyleyeyim: Ev yapımı patlıcan ve biber kızartması üzerine oturtulmuş salçalı köftenin üzerine tuttum, “Yemek” diye yapıştırdı. Vay anasını…
Karanlığı Görünce Gözleri Parlıyor
Cihazın özellikle gece modunun ve karanlıkta çekim performansının son derece etkileyici olduğunu belirtmem lazım. Bundan önce kullandığım modellerde özellikle geceleri sahilde bisiklet sürerken ne yaparsam yapayım, ne kadar profesyonel ayarlara girersem gireyim görüntüyü gözümün gördüğü şekilde yakalayamıyordum (selam Samsung!). Huawei P20 Pro’yu denemek için çıktığım son turda ise adeta sihirli lambadan dilediğim şey gerçekleşmiş gibi hissettim kendimi, her şey öylesine net (görüşürüz Samsung!).
Şuraya bir miktar fotoğraf bırakayım kararı siz verin.
Sonuç olarak, bir zamanların megapiksel yarışının objektif yarışına döndüğü günümüzde Huawei hem bu işin öncülüğünü yapan, hem de hakkıyla yerine getiren bir marka olarak öne çıkıyor. Şu birkaç haftalık kullanımdan çıkardığım sonuç şudur ki, herhangi bir diğer telefonun görüntüleme yetenekleri konusunda Huawei P20 Pro’yu geçmesi zaman alacak.
Bir telefona verecek 5 bin liranız varsa ve kamera kalitesi tercihinizde belirleyiciyse, Huawei P20 Pro bugün için kesinlikle ilk sırada düşünülmesi gereken bir cihaz.
Daha fazla detay için bu adresi inceleyebilirsiniz.