Hibrit Çalışma Modeli İçin Uzaktan BT Desteğine Daha Fazla Yatırım

Uzaktan çalışma, ulaşım, ısıtma ve soğutma gibi ofis binalarının neden olduğu karbon dioksit emisyonlarını, paket yemek tüketimi ve gıda israfını azaltacak.

Hibrit çalışma modeli yaygınlaşıyor ve işletmeler çalışanlara uzaktan çalışabilmelerine olanak tanıyacak doğru araçları sağlamak için yeni teknolojilerden faydalanmaya devam ediyor. Ancak, bu trendin çevre üzerinde zararlı etkileri olabileceği yönünde artan bir endişe var. Pandemi sona erdiğinde, uzaktan çalışmanın bir şekilde kalıcı olacağı giderek netleşiyor. Bu nedenle işletmelerin, hibrit çalışma modeline uyum sağlamak için ihtiyaç duydukları araçları, teknolojileri ve süreçleri dikkatli bir şekilde değerlendirmeleri gerekiyor. Dynabook Türkiye İş Birimi Yöneticisi Ronald Ravel, BT liderlerinin sürdürülebilirlik kimliklerini terk etmeden veya sürdürülebilirlikle ilgili itibarlarına zarar vermeden çalışanlarına uzaktan çalışma olanağı tanımalarının ve işlerini büyütmeye devam edebilmesinin mümkün olduğunu vurguluyor.

Karbondioksit emisyonu azalırken elektronik atık seviyesi artıyor

Dünya Ekonomi Forumu tarafından hazırlanan The Future of Jobs 2020 (Geleceğin İşleri 2020) raporunda, uzaktan çalışma modelinin genişletilmesi, dijitalleşme ve otomasyonun hızlandırılması gibi bir dizi eğilimin, potansiyel olarak çevre üzerinde genel olarak olumlu bir etkiye sahip olduğu vurgulanıyor. Raporda uzaktan çalışmanın ulaşım, ısıtma ve soğutma gibi ofis binalarının neden olduğu CO2 emisyonlarının yanı sıra ofislerin bulunduğu şehirlerde paket yemek tüketimi ve gıda israfını da azaltacağı ve daha sürdürülebilir gıda seçeneklerine olanak tanıyacağı belirtiliyor. Ancak BT liderlerinin uzaktan çalışmaya olanak tanıyacak gerekli cihazların sayısı ve türünün etkisini de dikkate almaları gerekiyor. Masaüstü bilgisayarlar, dizüstü bilgisayarlar ve yazıcıların tümü değişmez bir şekilde kendi çevresel ayak izine sahip. Bu nedenle, dünya genelinde artan elektronik atık seviyesi de artış gösteriyor.

Yönetimin taahhütleri ve ölçülebilir hedefler dahil olmak üzere, açık bir şekilde tanımlanmış sürdürülebilir BT stratejisi, işletmelerin sosyal, ekonomik ve çevresel hedeflere ulaşmalarına yardımcı oluyor. Hibrit çalışma modeline geçiş arttıkça, ofislerin büyük ölçüde ekip çalışmaları ve birtakım inovasyonlar için merkez görevini üstleneceği düşünülüyor. Ronald Ravel, “Geçtiğimiz aylarda yayımlanan The Hybrid Shift: Managing an increasingly remote workforce (Hibrit Değişim: Giderek artan uzak işgücünü yönetmek) araştırmamız, Avrupa’daki işletmelerin yüzde 65’inin bulut çözümler, uzaktan BT yardımı ve çalışanlarını yeni ve güvenli teknolojilere sahip cihazlarla donatmak dahil olmak üzere hibrit ve uzaktan çalışma modeline daha fazla harcama yapacağını ortaya koyuyor. Araştırmamıza katılanlar, çeşitli çalışma modeli senaryolarında taşınabilirlikleri ve esnek kullanım imkanları nedeniyle dizüstü bilgisayarları “salgının gizli kahramanları” olarak nitelendiriyor. Dynabook olarak, güvenli ve sağlam BT ekipmanlarına yapılan akıllı yatırımların yalnızca uzun vadede zaman ve para tasarrufu sağlamakla kalmayacağını, aynı zamanda işverenlerin kimliklerini iyileştireceğini ve hibrit çalışma modelinin gelişmesi için sağlıklı bir temel oluşturacağını düşünüyoruz” ifadelerini kullanıyor.

Pandemide işletmelerin yüzde 97’si yeni laptop almak durumunda kaldı

Mobil cihaz teşhisi ve güvenli veri silme çözümlerinin önde gelen küresel sağlayıcılarından Blancco tarafından gerçekleştirilen “The rising tide of e-waste study” (Artan elektronik atıklar) çalışmasına göre dünya genelinde işletmelerin yüzde 97’sinin pandemi sırasında uzaktan çalışmaya geçişe uyum sağlamak için yeni dizüstü bilgisayarlar satın almak zorunda kaldığını belirten Ravel, “Elektronik malzemelerin mevcut tüketimi bazı uzmanlar tarafından “sürdürülemez” olarak görülse de hibrit işgücünü güçlendirmek için elektronik cihazlara yatırım yapan KOBİ’ler, ürünlerin çevresel performansını ve yaşam döngüsünü iyileştirerek elektronik konusunda doğrusal bir modelden döngüsel bir ekonomiye doğru ilerleyebilirler. BT sektöründe sürdürülebilir, döngüsel bir ekonomi için yeniden kullanım, geri dönüşüm ve varlık kurtarma gibi planlar daha önce hiç bu kadar önemli olmamıştı” diyor.

Şirketlerin yüzde 50’si uzaktan BT desteğine daha fazla yatırım yapacak

Pandeminin başından bu yana BT sektöründeki işletmeler altyapılarını daha sık güncellemeye başladı. Teknoloji alanındaki ilerlemeler ve uzaktan çalışma modelindeki artış sayesinde artık cihaz filoları daha sık güncelleniyor. Diğer taraftan işletmelere hibrit dönüşümün sürdürülebilirliğinin sağlanmasında da önemli bir rol düşüyor. Öncelikle işletmelerin elektronik atıkların (e-atık) çevresel yükünü mümkün olduğunca azaltması büyük önem arz ediyor. E-atıkları azaltmanın en önemli yöntemlerinden biri ise BT desteği. Bu, satın alınan cihazların mümkün olduğunca uzun süre dayanmasını ve teknolojinin sorunsuz çalışmasını sağlıyor. BT desteğinin faydaları, sistemlerin kötü amaçlı yazılımlara karşı düzenli olarak izlenmesinden güvenlik yazılımlarının düzgün şekilde çalışmasının ve sistemlerin verimli bir şekilde çalışmasının sağlanmasına kadar uzanıyor. BT desteğine ayırdığı bütçeyi artıran Avrupalı şirketler kalıcı hibrit çalışma modeline geçerken, şirketlerin yüzde 50’si uzaktan BT desteğine daha fazla yatırım yapmayı planlıyor.

“Hibrit modelin sürdürülebilir olması bizim elimizde”

Uygun bir şekilde yapılırsa hibrit çalışma modelinin gerçekten sürdürülebilir olabileceğini belirten Ravel, “Teknoloji cihazları söz konusu olduğunda daha döngüsel bir çalışma modeline geçiş ön plana çıkarken, elektronik atıklar söz konusu olduğunda davranışların iyileştirilmesi büyük önem taşıyor. Çalışanların uzaktan çalışmaya olanak tanıyacak cihazlara ihtiyaç duydukları bir gerçek. Şirketlerin eski ürünleri çalışanlarından geri alarak sorumlu bir şekilde yeniden satmalarına veya elden çıkarmalarına yardımcı olacak girişimlere katılmaları sürdürülebilirlik açısından bir denge sağlayacaktır. Sonuç olarak herkese uyan tek bir çözüm yok ve hibrit çalışma modelinin kalıcı olacağı açıkça ortada. Bu nedenle, bu modelin en iyi şekilde yürümesini sağlayacak en iyi ve en sürdürülebilir yöntemi bulmak bize bağlı” ifadelerini kullanıyor.