Ferrari, orta-arka yerleşimli V8 çift turbo motoruyla, SF90 Stradale’in performansını daha da yukarı taşıyan yeni plug-in hibrit berlinetta modeli 849 Testarossa’yı dünyaya tanıttı. İsmini, Ferrari tarihinin en ikonik ve unutulmaz otomobillerinden birinden alan 849 Testarossa, 70 yıllık bir mirası yeniden yaşatıyor. Tamamen elden geçirilen ve gücü 50 beygir artırılan 830 beygirlik V8 motor, 220 beygirlik 3 farklı elektrik motoruyla desteklendi. Böylece ortaya efsane Testarossa’ya yakışır 1050 beygirlik güç çıkmış oldu. Yarış dünyasından türetilmiş yeni çözümleri ve yeniden tasarlanmış aktif spoyleriyle yeni 849 Testarossa, yere çok daha sağlam adımlarla basarken ABS Evo ve yeni FIVE tahminleyicisine sahip elektronik kontrol sistemler, aracı Ferrari ürün gamındaki en gelişmiş düzeye taşıyor. 0’dan 200 km/s sürate sadece 6.35 saniyede ulaşabilen 849 Testarossa, eDrive modunda ise 25 kilometreyi sadece elektrikle kat edebiliyor.
Ferrari, yeni nesil modelleriyle elektriklenme çağında da duygulara hitap etmeye devam ediyor. Bu kapsamda İtalyan otomobil devi, en yeni spor otomobili olan 849 Testarossa’nın uluslararası basın tanıtımını gerçekleştirdi ve aracın üst düzey yeteneklerini müşterilerine tanıttı. Markanın en etkileyici modellerinden SF90 Stradale’nin yerini alan yeni otomobil, orta-arkaya konumlandırılmış çift turbo V8 motorunun yanı sıra üç elektrik motoruna sahip hibrit plug-in yeni süperspor berlinetta olarak öne çıkıyor. Toplam 1050 beygir güç üreten otomobil, selefinden 50 beygir daha güçlü olmasıyla da öne çıkıyor
Ferrari ürün gamının yeni lideri
Performansı, sürüş konforundan ve iç mekân rafineliğinden ödün vermeden sürücüsünü heyecanlandırma yeteneğiyle öne çıkan 849 Testarossa, hem geleceğe dönük hem de tarihi köklerine sıkı sıkıya bağlı tasarımı sayesinde Ferrari ürün gamının zirvesinde yer alıyor. Bu otomobil, Ferrari’den en iyisini isteyen, en talepkâr müşteriler için tasarlandı. Aynı zamanda Maranello tarihinin efsanevi isminin dönüşünü de simgeliyor: Testa Rossa. İlk kez 1956’da 500 TR modelinde kullanılan bu isim, Ferrari’nin en ekstrem, yüksek performanslı ve ikonik yarış motorlarından bazılarında yer alan kam kapaklarının kırmızı rengini tanımlıyordu. Daha sonra 1984 yılında markanın en ünlü yol otomobillerinden biri olan Testarossa’da yeniden kullanıldı.
Yeni 849 Testarossa’nın kalbinde, defalarca “International Engine of the Year” ödülünü kazanmış 8 silindirli çift turbo içten yanmalı motor yer alıyor. Yepyeni bir mühendislik yaklaşımıyla yeniden tasarlanan bu ünite, 830 beygirlik etkileyici bir maksimum güç seviyesine ulaşıyor ve Ferrari’nin rakipsiz motor sporları deneyiminden türetilmiş gelişmiş bir hibrit sistemle birleştiriliyor. En dikkat çekici yeniliklerden biri, şimdiye kadar bir Ferrari üretim aracında kullanılan en büyük turbo. Bu sayede eşi görülmemiş hızlanma sağlanıyor. Hibrit grup, arka akstaki bir elektrik motoru ve ön aksta yer alan iki üniteden oluşuyor ve 220 beygir güç üretebiliyor. İhtiyaca göre devreye giren dört tekerlekten çekiş sistemi ve tork yönlendirme teknolojisi, her koşulda maksimum performans sağlıyor.
En iyi güç/ağırlık oranını sunuyor
Dinamik özellikleri ve limitlerdeki sürücü geri bildirimini geliştirmek için 849 Testarossa, en güncel “brake-by-wire” sistemiyle birlikte Ferrari’nin ABS Evo kontrol ünitesiyle donatıldı. Bu sistem, her koşulda daha hassas ve tutarlı frenleme sağlıyor. Süspansiyon yayları ve amortisörler tamamen yeniden tasarlandı, böylece yol tutuş limitlerinde daha iyi davranış elde edildi. Bileşenlerde yapılan kapsamlı hafifletme çalışmaları sayesinde, SF90 Stradale’e göre performans önemli ölçüde artırılırken ağırlık artışı olmadan Ferrari ürün gamındaki en iyi güç/ağırlık oranına ulaşıldı.
Tasarım açısından bakıldığında, 849 Testarossa, Ferrari’nin ortadan motorlu V8 berlinetta konseptinde bir devrimi temsil ediyor: 1970’lerin spor prototiplerinden ilham alan keskin ve geometrik hatlar, benzersiz ve zamansız bir tasarım yaratıyor. Form ile işlev arasındaki uyum, etkileyici aerodinamik performans elde edilmesini sağladı: 250 km/s hızda 415 kilogramlık toplam yere basma kuvveti, SF90 Stradale’e göre 25 kilogram artış sunarken, güç aktarma organları ve frenler için soğutma kapasitesinde de yüzde 15 iyileşme sağladı. Kokpit şimdi her zamankinden daha sürükleyici ve ergonomik: F80’den ilham alan entegre vites geçiş kapısı ile merkezi yelken motifi, bileşenlerin konumlandırmasını geliştiriyor ve erişilebilirliğini artırıyor. İkonik motor çalıştırma düğmesi de dâhil olmak üzere mekanik butonlarla donatılmış yeni direksiyon simidi, sürüş deneyimini bir üst seviyeye taşıyor ve en güncel Ferrari direksiyonlarının yüksek işlevselliğini koruyor. Son olarak, yeni nesil HMI sistemi, otomobille etkileşimi daha basit ve sezgisel hale getiriyor.
220 beygir güç elektrikli motorlardan geliyor
Güç aktarma organları: 849 Testarossa, 830 cv’lik çift turbo V8 motor ile üç elektrik motorunu, yüksek voltajlı bir bataryayı ve 220 cv güç üreten bir invertörü birleştiren plug-in hibrit (PHEV) sistemine sahip. Bu sistem, toplam güç çıkışını 1050 cv’ye çıkarıyor ve bu, bir Ferrari üretim modeli için mutlak bir rekor. 849 Testarossa’nın plug-in hibrit mimarisi, maksimum performans, üstün sürüş dinamikleri ve günlük kullanım kolaylığı sunacak şekilde tasarlandı.
İçten yanmalı motor: 849 Testarossa’nın içten yanmalı motoru (proje kodu F154FC), Ferrari’nin çok ödüllü çift turbo V8 ailesinin en yeni üyesi. Motor 830 beygir güç üretiyor ve litre başına 208 beygirlik bir spesifik güç değeri sunuyor; bu da bir önceki versiyona göre 50 beygir artış anlamına geliyor. Bu başarı, hacim değiştirilmeden, turboşarj, silindir kapakları, motor bloğu, egzoz manifoldları, emme plentumları, titanyum bağlantı elemanları, supap mekanizması ve yakıt rayı gibi bileşenlerin tamamen yenilenmesiyle sağlandı. Motorda yeni, daha büyük bir turboşarj kullanıldı. F80’den türetilen düşük sürtünmeli yataklar ve 296 GT3’ten esinlenen yenilikçi türbin muhafazası ısı kalkanı sayesinde motor bölmesinde ısı yönetimi geliştirildi. Kompresör çarkları ve türbin, malzeme ve aerodinamik açısından optimize edildi; ayrıca turbo gecikmesini en aza indirmek ve motorun tepkiselliğini korumak için rafine bir kalibrasyon stratejisi uygulandı. Güç artışını yönetmek ve ısıl verimliliği artırmak için intercooler de optimize edildi. Motor gücündeki artış, yarış motorlarından ilham alan işleme teknikleri, kam millerinin hafifletilmesi ve titanyum vidaların kullanılması sayesinde önemli bir ağırlık artışı olmadan elde edildi. Böylece SF90 Stradale’e kıyasla güç/ağırlık oranında yaklaşık yüzde 10 iyileşme sağlandı.
Inconel egzoz manifoldunda boru çapı yüzde 20, uzunluk ise yüzde 10 artırıldı. Bu sayede performans yükseldi ve Ferrari’ye özgü ses tonu elde edildi. Esnek Inconel bağlantı parçası, aşırı yüksek sıcaklıkların ağırlığı artırmadan yönetilmesini sağladı. Egzoz sistemi, partikül filtrelerini ve katalizörlerde yeni nesil seramik matrisleri entegre ederek düzenleyici gereklilikleri karşılarken tasarım düzeninde ve kütlede önemli bir değişiklik yaratmadı. 849 Testarossa, Ferrari ürün gamında bir ilk olarak motor dökümlerinde (silindir kapağı, krank karteri ve yağ karteri) geri dönüştürülmüş alüminyum ikincil alaşımlar kullandı. Bu sayede kullanılan alüminyum başına CO₂ emisyonları yüzde 80’e kadar azaltıldı. Araç başına yaklaşık 0,4 ton eşdeğer CO₂ azaltımı sağlanmış oldu.
Sadece elektrikli kullanımıyla 25 kilometre yol alabiliyor
Elektrik Motorları ve hibrit sistem: 849 Testarossa, SF90 Stradale’den türetilmiş bir PHEV mimarisi benimseyerek V8 içten yanmalı motoru üç elektrik motoruyla birleştiriyor ve toplamda 220 beygir güç üretiyor. Bu motorlardan ikisi ön aksta konumlanıyor ve RAC-e (elektronik viraj dengeleyici) sistemini oluşturuyor. Bu sistem, dört tekerlekten çekişi ve tork yönlendirmeyi mümkün kılarak viraj çıkışlarında maksimum tutuş ve verimlilik sağlıyor. Üçüncü elektrik motoru olan MGU-K (Motor Jeneratör Ünitesi, Kinetik), arka aksta bulunuyor ve doğrudan Scuderia’nın Formula 1 deneyiminden türetilmiş. Tüm sistem performans ve sürüş konforunu artırmak amacıyla yeniden elden geçirildi ve içten yanmalı motorla uyum içinde çalışacak şekilde kalibrasyonu optimize edildi. Kontrol sistemi ayrıca, motor rölantisini düzenlemeyi ve termal-elektrikli çalışma evreleri arasındaki geçişi iyileştirmeyi amaçlayan yeni bir aktif sönümleme fonksiyonunu da entegre ediyor. Elektrik motorlarının soğutma haritaları optimize edilerek 10-12 °C daha yüksek ısıl verimlilik sağlandı. Bu sayede, yoğun kullanım koşullarında bile elektrikli performans daha uzun süre tutarlı kalıyor. Frenleme sırasında enerji geri kazanım stratejisi de gözden geçirildi. Bu sayede pedal hissi daha da iyileştirildi; pedal tepkisi daha akıcı ve etkili hale geldi. Rejeneratif müdahale daha kademeli ve doğal işliyor, böylece elektrikli ve hidrolik yavaşlama arasındaki tutarlılık artırılıyor. Batarya ve elektrik motoru yönetim stratejileri, eManettino üzerinden seçilebilen dört elektrikli sürüş moduna (eDrive, Hybrid, Performance, Qualify) göre kalibre edildi. Bu sayede her koşulda optimum performans elde ediliyor. eDrive modunda, şasiye entegre edilmiş 7,45 kWh lityum iyon batarya sayesinde araç yalnızca elektrikle 25 kilometreye kadar yol alabiliyor. Bataryanın bu konumlandırması, düşük ağırlık merkezi ve optimum ağırlık dengesi sağlıyor.
Bir Ferrari’nin olmazsa olmazı: Ses: 849 Testarossa, otomobilin özünü yansıtan güçlü ve saf karakterli yeni bir ses boyutunu sunuyor. Yeni V8 turbo motorun tınısı, tüm sürüş koşullarında tanınabilir bir akustik imza sunacak şekilde optimize edildi ve Ferrari V8’inin ayırt edici harmonikleri korundu. Ses seviyesi her hız aralığında artırıldı, özellikle düşük ve orta devirlerde sesin zenginliği ve saflığına özen gösterildi. Amaç, hızlanma sırasında asil yanma düzenlerinin (ikinci derecenin katları) parlak tonlarını öne çıkarmaktı. 8300 dev/dk’lık sınıra yaklaşıldığında güç aktarma organlarının gücü patlayıcı bir şekilde hissediliyor; ses, ivmelenme ve titreşim bir bütün olarak sürücüyü içine çekiyor. Bu etki, düz krank mili mimarisiyle daha da vurgulanıyor. Vites geçiş stratejisi, SF90 XX Stradale’den alınarak daha heyecan verici sesler yaratacak şekilde yeniden düzenlendi. Yeni motor kalibrasyonu, şanzıman kontrol mantığıyla uyum içinde çalışarak, hareket dizisini ve yanma odasındaki basıncı optimize ediyor. Böylece vites yükseltmeler sırasında ses yoğunluğu maksimuma çıkıyor. Bu özellik orta yük ve devirlerden itibaren etkinleşiyor ve gaz kesildiğinde motorun karakteristik tınısıyla yarış otomobili tarzında bir vites geçişi sağlıyor. Manettino’nun “Race” konumundan itibaren ise bu etki daha da yoğunlaşıyor.