Trafikten sıkıldığı için tünel makineleri üretmeye karar veren Elon Musk’ın tek derdinin trafikten kaçmak olduğunu düşünüyorsanız fena halde yanılmış olabilirsiniz. Melih Çelik’in yazısı.
Elon Musk’ın yenilikçiliği artık herkes tarafından kabul gören bir durum. İşe yenilikçi ödeme sistemi PayPal ile başlayan Musk bugün Tesla Motors ile elektrikli otomobil çağına öncülük ediyor, SolarCity ile güneş enerjisini evlerin çatısına yerleştiriyor, Hyperloop ile hiper hızlı karasal seyahati gerçekleştirmeye hazırlanıyor, uzaya çıktığı gibi geri de dönüp sorunsuzca iniş yapabilen SpaceX roketleriyle uzaya yolcu ve yük taşıyor. Hatta yakın zamanda Mars’a gitmeyi bile kafasına koymuş durumda. Tüm bunları neredeyse aynı 10 yıllık zaman dilimine sıkıştırmış olması ise ne kadar vizyoner ve gözü kara bir girişimci olduğunun ispatı gibi.
Musk, tüm bunlara ek olarak kısa bir süre önce trafik sıkışıklığından kurtulmak için tünel açma işine de gireceğini açıkladı. Bu açıklamanın yankıları da haliyle medyada kendine fazlasıyla yer buldu. Diğer işlerine bakıldığında nispeten daha kolay ve sıkıcı bir işe imza atmaya hazırlanan Musk’ın, bu amaçla kuracağı şirketin adının da İngilizce ‘sıkıcı’ anlamına gelen “Boring” olacağı söyleniyor.
Tüm bunlar, yaptıklarıyla dünyayı hatırı sayılır şekilde değiştiren/değiştirmeye hazırlanan Musk’ın bir sonraki adımının ne olacağı konusunda dünyayı meraklandırmıyor değil. Ama ben işe biraz farklı bir tarafından bakmak istiyorum. Mesela bu teknoloji, hala inanan kaldıysa ‘Oyuk Dünya Teorisi’nin arkasındaki gerçeği de ortaya koymamıza yardımcı olabilir mi?
Oyuk Dünya Nedir, Nerededir?
2016’nın son günlerinde Antarktika’da 245 kilometrelik bir alana yayılmış devasa bir objenin keşfedilmesi, Oyuk Dünya Teorisi’ni (Hollow Earth Teory) yeniden gündeme getirdi. Bu teori, dünyanın içinde sanılanın aksine bir iç dünya daha olduğu, bu iç dünyanın kendi güneşine sahip olduğu, içerdeki bu dünyaya kutuplarda bulunan deliklerle erişilebildiği, hatta UFO’ların bu deliklerden çıkıp yaşadığımız yüzeydeki dünyayı gözlemlediğini iddia ediyor.
12 bin yıl önce olduğu varsayılan büyük tufan öncesinde yüzeyde yaşayan insanların kendi aralarındaki – kimilerine göre uzaylılarla – savaşı sonrası yerleştikleri iddia edilen Oyuk Dünya hakkında pek çok varsayım var. Hatta bunların dünyadaki kısmen keşfedilmiş pek çok yeraltı şehriyle beraber Kapadokya civarındaki yeraltı şehirleriyle bile bağlantılı olduğu söyleniyor.
Oyuk Dünya’da yaşayanların bizden çok daha fazla gelişmiş teknolojilere sahip olduğu da yine iddialar arasında. İlk olarak 1800’lerin başında ortaya atılan bu iddia ve neye benzediği konusunda Amiral Byrd tarafından yazılmış günlük en önemli referans kaynağı olarak gösteriliyor. Bu günlükteki kayıtlara göre 2. Dünya Savaşı’nda kullanılan atom bombaları sonrası temas kurmaya karar veren Oyuk Dünya yöneticileri, kutup bölgesinde uçağıyla keşfe çıkan Amiral Bryd’i girdiğimiz tehlikeli gidişat hakkında uyarıyor.
Oyuk Dünya teorisiyle Hitler’in de takıntılı bir şekilde ilgilendiğini ve kuzey kutbu bölgesi yakınlarında bir askeri üs kurup altı ay boyunca buraya sevkiyat yaptığını ekleyelim. Savaş sonrasında Almanlar’ın bu merakının üstüne giden ABD ise “Operation Highjump” isimli bir operasyonla benzer bir keşfe çıkmış.
Musk’ın Tünel Açma Makinesi Bizi Isı Matkabıyla Tanıştırır mı?
Gerek yeraltı şehirlerindeki bugün bile zorlukla yapılabilecek inşaat teknikleri, gerekse Oyuk Dünya’ya gidişin tüneller aracılığıyla yapılıyor olması Musk ve Oyuk Dünya arasında bir ilişkiyi akla getiriyor. Musk’ın, her yaptığı işte mevcut olanın üzerine ciddi bir gelişim sağlaması, bu yeni sıkıcı işinin de günümüz tünel açma teknolojilerinin çağ atlamasına neden olabilir. Hatta belki de günün birinde gerçekten oyuk dünya var mı yok mu onu da kendi gözlerimizle görmemizi sağlayabilir. 1972’de Alman Der Spiegel dergisinde çıkan ve hiçbir iz ve atık bırakmadan sert kayaları kazabildiği söylenen ısı matkabının 21. yüzyıl versiyonunu Musk tarafından üretilirse şaşırmayacağım.
Ama belki de Musk’ın aklındaki fikir bu kadarla sınırlı değildir. Yeni tünel açma teknolojisinin öncelikle Mars’ın keşfinde, daha sonra da uzay madenciliğinde kullanılması sürpriz olmayacak. Belki de sadece dünyanın değil, Ay veya Mars zemininin altında nelerin olduğunu da bu teknolojiyle öğreneceğiz.
Belki de bir sonraki adımda Jüpiter’in uydusu Europa’nın kalın buz tabakası altında yer alan, içinde yaşam barındırma ihtimali olan derin denizleri hedefliyor Musk. Kim bilir?
Yoksa siz Musk’ın yeni girişimine başlamasındaki tek faktörün gerçekten trafik olduğunu mu düşünmüştünüz?
Melih Çelik
Yazargezer. Genelde teknoloji yazar. Arada çevre, şehir, sağlık, enerji yazar. Vakit kalırsa gezer. İçerik Danışmanı. Hakkında detaylı bilgi için http://www.melihcelik.net/hakkimda/ adresini ziyaret edebilirsiniz.