E-Ticaret ve İnternet Hukuku Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Avukat Gökhan Uğur Bağcı, yürürlüğe yeni giren Elektronik Ticarette Güven Damgası ile ilgili hem sektörün hem de tüketicilerin merak ettiği soruları yanıtladı.
Elektronik Ticarette Güven Damgası Hakkında Tebliğ’in 6 Haziran 2017 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanmasıyla birlikte, e-ticaret sektörünü doğrudan ilgilendiren bir düzenleme daha hayatımıza girmiş oldu.
Güven damgası sistemi, e-ticaret sektöründeki şirketlere bir zorunluluk getirmemekle birlikte isteyen şirketlerin tebliğde düzenlenen koşullara uymak şartıyla aldıkları damgayı internet siteleri üzerinde yayınlayabildikleri ve böylelikle müşterilerinin sitenin alışveriş için güvenli bir ortam sunduğunu ilk bakışta anlayabilecekleri bir sistemin yaratılmasını amaçlıyor.
E-Ticaret ve İnternet Hukuku Derneği (E-Hukuk Derneği) Yönetim Kurulu Başkanı ve B+B Hukuk Bürosu Yönetici Ortağı Avukat Gökhan Uğur Bağcı, konuyla ilgili olarak yaptığı açıklamada hem sektörün hem de tüketicilerin merak ettiği sorulara yanıt verdi. Yeni uygulama ile ilgili merak edilen sorulara Bağcı’nın yanıtları şu şekilde:
E-ticarette güven damgası almak için gerekli kriterler nelerdir?
Tebliğ kapsamında düzenlenen güven damgasının temel kriterleri, şirketlerin kredi kartı ile yapılan alışverişte kart güvenliğinin SSL olarak adlandırılan şifreleme yöntemleriyle sağlanması, sitede tutulan bilgilerin kötü niyetli kişilerin eline geçmesinin önlenmesi için düzenli olarak sızma testi yaptırılması, sitenin Türkiye’deki internet, e-ticaret ve ödeme sistemlerini düzenleyen mevcut mevzuata uygun olarak işletilmesi, sitede çocukları olumsuz yönde etkileyebilecek içeriklerin bulunmaması, tedarik ve lojistik süreçlerinin açık ve anlaşılır şekilde müşterilere sunulması, siteyi işleten ve hizmeti veren kişi ve şirketlerin bilgilerinin açık şekilde sunulması, müşterilerle etkin iletişim yöntemleri ile cayma hakkı, ayıplı ürün gibi talep ve şikayetlerin etkin şekilde çözümlenmesine yönelik sistemlerin sağlanması, e-ticaret sitesini işleten kişilerin daha önceden belirli suçlara karışmamış olması ve şirketin iflas etmiş olması halinde itibarın iadesinin sağlanmış olması olarak özetlenebilir.
Güven damgası kim tarafından verilecek?
Tebliğ’de güven damgasının Gümrük ve Ticaret Bakanlığı tarafından yetkilendirilecek “Güven Damgası Sağlayıcılar” tarafından verileceği düzenlenmiş durumda. Yani, güven damgası almak isteyen e-ticaret şirketleri, bunu doğrudan bir devlet kurumundan değil, ücreti karşılığında damgayı vermeye yetkili olan bir özel kuruluştan talep edecekler. Güven Damgası Sağlayıcıları da faaliyetlerini Bakanlık’ın denetimi ve gözetimi altında sürdürecekler. Ayrıca, güven damgası verildikten sonra da Güven Damgası Sağlayıcılarının denetim yetkisi bulunmaktadır.
Güven damgası için gereken kriterleri sağlayan e-ticaret sitelerine verilen güven damgası her yıl yenilenmesi gerektiğinden, bu damgayı kullanmaya devam etmek isteyen e-ticaret sitelerinin her yıl söz konusu kriterleri sağladığını ispat etmesi gerekecektir.
Güven damgası neler getirecek?
Bir internet sitesinde yer alan güven damgası, bu sitenin oldukça kapsamlı şekilde düzenlenmiş olan kriterleri karşıladığını ve bu kapsamda özellikle kredi kartı ve bilgi güvenliğine yönelik gerekli tedbirleri aldığına ve damgayı bulundurmaya yetkili olduğu sürece bu tedbirleri almaya devam ettiğine yönelik bir sertifikasyon sürecidir. Müşteriler güven damgasının geçerli olup olmadığını da basit bir işlemle kontrol etme imkanına sahip olacaklar. Ancak bir internet sitesinde güven damgasının yer alması, bu sitenin siparişleri gerçekten yerine getirip getiremeyeceği, kendisine ulaşan cayma hakkı veya arızalı ürün gibi talepleri karşılayıp karşılamayacağı konusunda bir garanti oluşturmamaktadır.
Güven Damgası almak zorunlu mu?
Hayır. Güven damgası almak kesinlikle zorunlu değil. İsteyen şirketler bu damgayı alacak. Muhtemelen müşterileri nezdinde güven oluşturmak, kamuoyu nazarında güven damgası aldığını ön plana çıkararak bir prestij yaratma vesilesi olarak şirketler tarafından kullanılacak bir yol olarak karşımıza çıkacaktır.
Henüz yetkilendirilen bir Güven Damgası Sağlayıcısı bulunmamaktadır. Bunun yanında güven damgası ücretleri belli olmamakla birlikte, gerek her yıl güven damgası ücreti ödenmesi gerekse de talep edilen kriterlerin sağlanmasının e-ticaret siteleri üzerinde bir mali yük oluşturacağı aşikardır. Ayrıca, Güven Damgası Sağlayıcılarının denetim yetkisi olduğundan, Bakanlık’ın denetimlerinin yanı sıra bu şirketlerin de ayrıca denetim yapmaları söz konusu olduğunda ilave maliyetler ortaya çıkacaktır.
Güven damgası sistemi zorunlu olmamakla birlikte özellikle tanınan internet siteleri tarafından yoğun şekilde kullanılmaya başlandıktan sonra bir endüstri standardı haline gelme potansiyeline sahiptir. Bu nedenle, kanunen zorunlu olmasa da tüm e-ticaret sitelerinde bu damgayı görmeye başlayabiliriz. Diğer taraftan, güven damgası olmasına rağmen müşterilere taahhütlerini yerine getirmeyen e-ticaret sitelerinin ortaya çıkması halinde, güven damgasına duyulan güvenin zedelenmesi ve dolayısıyla işlevini yitirme ihtimali de bulunmaktadır.