Teknoloji ve insanla farklılaşmayı esas alan, müşterilerinin stratejik teknoloji çözüm ortağı olma hedefiyle faaliyetlerini sürdüren Doğuş Teknoloji’nin Şekerpınar’daki lokasyonu Ar – Ge merkezi olarak faaliyet göstermeye başladı. Şirketin yeni hedefi ise Maslak Ofisi’ni Ar – Ge merkezi yapmak.
Doğuş Grubu içerisindeki otomotiv, inşaat ve finans sektörlerinde yürütülen yazılım geliştirme faaliyetleriyle edinilen yüksek bilgi ve deneyimle 2012 yılında kurulan, o tarihten bu yana müşterilerinin stratejik teknoloji çözüm ortağı olma hedefiyle faaliyetlerini sürdüren Doğuş Teknoloji, Ar-Ge merkezi oldu.
Yazılım geliştirme, veri analitiği ve iş zekası, dijital dönüşüm, web tabanlı projeler, mobil teknolojiler, veri merkezi hizmetleri, siber güvenlik ve bilgi güvenliği konularında faaliyet gösteren Doğuş Teknoloji’nin Şekerpınar’daki merkezi Haziran ayı itibariyle Ar-Ge merkezi olarak faaliyet göstermeye başladı.
Yaptığı her işte teknoloji ve insanla farklılaşmayı esas almış bir yapı olan Doğuş Teknoloji’nin kısa vadede Türkiye’de, orta vadede ise global ölçekte, lider Ar-Ge ve inovasyon teknoloji şirketi olmayı hedeflediğini anlatan Doğuş Teknoloji Genel Müdürü İlker Kuruöz, “Yaklaşık bir yıl önce Ar – Ge ve inovasyon verimliliğimizi yükseltmek, yetkin insan kaynağına daha fazla yatırım yapmak, ulusal ve uluslararası Ar-Ge programlarına katılmak, üniversite işbirliklerini arttırmak ve fark yaratan yeni ürünler geliştirmek hedefleriyle Ar-Ge Merkezi başvurusu yapma kararı aldık. Şekerpınar ofisimiz için başvuru sürecini başarı ile tamamladık. 2017’nin ikinci yarısında ise Maslak ofisimizin de Ar-Ge merkezi olması için çalışmalara başlayacağız” dedi.
Bu karar ile şirket içinde dört aşamadan oluşan Ar-Ge Merkezi Programı başlatıldığını anlatan Kuruöz, “İlk projemiz; Ar – Ge Merkezi yetkinlik modelinin kurulması oldu. Şirketi rekabetçi bir Ar-Ge, inovasyon, teknoloji şirketi haline getirmeyi hedefleyen bu yetkinlik modelinin tüm yapı taşlarına ilişkin alt projeler çalışıldı. İkinci projemiz, Ar-Ge Merkezi yapısını, uçtan uca, hiç el değmeden, dijital platformda yönetmeyi sağlayan IT altyapısının kurulması idi. Ar-Ge personelinin Ar-Ge Merkezi’ne giriş yaptığı andan itibaren, bina içerisinde geçirdiği zamanı izleyen, proje yönetim sistemi ile entegre çalışan ve tüm verilerin bordro ve finansal sistemlere otomatik aktığı, tüm raporların otomatik çekildiği ve gerçek zamanlı izlenebilen bir altyapı kuruldu” dedi. Fiziksel olarak yapılan hazırlıkların BT altyapısı ile birleştirilerek tüm sisteme entegrasyonunun sağlanmasının üçüncü aşama olduğunu anlatan Kuruöz, “Bakanlığa yapılan Ar-Ge Merkezi başvuru dosyasının hazırlanmasıyla da başvuru sürecini tamamladık” dedi.
DNA’sında Ar – Ge var
Doğuş Teknoloji’nin kurumsal temelini; Ar-Ge, inovasyon ve teknoloji geliştirme çalışmalarının oluşturduğunu anlatan Kuruöz, “Ar – Ge Merkezleri uygulama esasları ile uyumlanma sürecinin, şirketin hedeflerine ulaşmasında ve sürdürülebilir rekabet gücünde önemli katkısı olacağına inanıyoruz. Sene başından itibaren fikri haklar yönetim sürecimizi tanımlayarak, patent platformumuzu kurduk ve işletmeye başladık. Kısa süre içinde, patent başvuru sayısında çift haneli rakamlara ulaştık. Bu başarıda çalışanlarımızın emeği büyük” dedi.
Şekerpınar’da görev alan yaklaşık 150 personelin bu süreçte daha aktif rol alması için özel bir ödül sistemi geliştirdiklerini ve platform oluşturduklarını anlatan Kuruöz, “Ar-Ge Oyunları Ödüllendirme Platformu, kurumumuz için önemli bir değişiklik olarak ortaya çıktı. Bir ‘Gamification Platformu’ olarak da düşünülebilen bu altyapı, Ar-Ge personelinin ve şirketin performansını yükselten bir yönetim modeli. Her efor, fikir ve başarı için personele puan verilen bu sistemde, en yüksek puana ulaşan 20 kişi yıl sonunda maddi olarak da ödüllendirilecek” dedi.
Üniversite İşbirlikleri
Üniversitelerle yaptıkları işbirliklerine büyük değer verdiklerini ve önümüzdeki dönemde teknoloji transfer kapasitesini artırmayı hedeflediklerini anlatan Kuruöz, “Faaliyet gösterdiğimiz sektörler ve odaklandığımız teknolojiler üzerine çalışan üniversiteler ve akademisyenlerle bağlantıya geçerek, karşılıklı bilgi alışverişi sağlıyoruz. Projeye dönüşme potansiyeli olan alanlarda ortak çalışmalar yürütüyoruz. Hâlihazırda başlattığımız sözleşmeli üniversite işbirliklerimiz mevcut. Bu ortaklık sayısını bir yıl içerisinde önemli ölçüde artırmayı hedefliyoruz” dedi.