Dassault Systèmes’in anketine göre akıllı ev cihazları 2030’da olmazsa olmazlar arasında yer alacak.
İnşaat sektörü Türkiye ekonomisinin en büyük lokomotiflerinden biri ve akıllı ev teknolojileri de bu alanda her geçen gün daha fazla önem kazanıyor. Şehirlerin dönüşümüne paralel olarak, Türkiye yeni ve akıllı yaşam alanlarının inşasını hızlandırıyor. Bu bağlamda Dassault Systèmes tarafından gerçekleştirilen bir araştırma şehirlerin, evlerin ve tüketici davranışlarının geleceği hakkında önemli ve kritik bulgular sunuyor.
Dassault Systèmes’in anketi, tüketicilerin 2030 yılında teknolojinin hayatlarını nasıl etkileyeceğini beklediklerini anlamamıza yardımcı oluyor. Dassault Systèmes adına CITE Research tarafından, bin ABD’li yetişkinin katıldığı çevrimiçi bir anket düzenlendi. 19-29 Kasım 2018 tarihleri arasında gerçekleştirilen anket, kullanıcıların ev, seyahat, sağlık ve perakende alanlarındaki tüketici deneyimine dair beklentisine odaklandı.
Anket sonuçlarına göre, 2030 yılına gelindiğinde akıllı ev cihazları son derece yaygın olacak ve tüketicilere belirli bir güvenlik duygusu sağlayacak. Ankete katılanların yüzde 73’ü, muhtemelen uzaktan kumandalı cihazlara / aygıtlara ve sesle çalışan cihazlara sahip olacağını düşünüyor. Katılımcıların yüzde 70’i tamamen internete bağlı akıllı ev sistemleri kullanacağını öngörürken, yüzde 66’sı ise otomatik olarak çalışan cihazlar / aygıtlar kullanacağını düşünüyor.
Ankete katılanların yaklaşık yarısı sanal bir ev asistanı veya robot kullanacağını öngörüyor. Diğer teknolojilere nazaran, otomatik olarak yapılandırılabilir alanların daha az yaygın olacağı düşünülüyor. Genç katılımcılar (18-44 yaş arası), gelir düzeyi yüksek katılımcılar (100 bin dolar üzeri hane geliri) ve teknolojiyi erken benimseyen kişiler, söz konusu teknolojilerden herhangi birini kullanmalarının daha muhtemel olacağını ifade ediyor.
Katılımcıların yaklaşık üçte ikisi ev teknolojisindeki gelişmelerin ilk 3 faydası arasında güvenlik (yüzde 66) ve enerji verimliliğini (yüzde 67) zikrediyor. Yarısından fazlasıysa, uzaktan erişimin (yüzde 57) ve kişiselleştirmenin (yüzde 53) ilk 3 avantaj arasında olduğunu söylüyor. Ancak bu alandaki yanıtlar yaşa göre değişiyor. Daha genç katılımcılar (18-34 yaş) kişiselleştirmeye daha fazla önem veriyor: 18-24 yaş grubunun yüzde 66’sı ve 25-34 yaş grubunun yüzde 63’ü, bunun ilk 3 faydadan biri olduğu görüşünde. Her iki yaş grubunda da kişiselleştirme en sık 1. sıraya yerleştirilen unsur. Kişiselleştirme ayrıca teknolojiyi erken benimseyenler gözünde de daha önemli (yüzde 23’ü bunu 1’inci fayda olarak değerlendiriyor).
CITE Akıllı Ev Cihazları Anketi araştırmasının başlıca bulguları, 2030’da çok yaygın hale gelecek olan akıllı ev cihazlarının tüketicilere daha güçlü bir güvenlik ve gözetim hissinin yanı sıra, enerji verimliliği ve uzaktan erişim imkanları tanıyacağına işaret ediyor.