Yüzyıllar boyunca bankalar ekonomik döngüde kilit bir rol oynadı. Bankalar yıllardan beri, tasarruf mevduatlarını alıp mali varlıkları güvende tutar, şirketlere ve özel kişilere kredi şeklinde sermaye sağlar ve kurumsal ve belediye altyapı yatırımlarını destekler vb. Ama geleneksel bankacılık yöntemleri ve standart hizmetler artık bu rolü desteklemek için yeterli bir iş modeli değil.
Yazan: DE-CIX International CEO’su Ivo Ivanov
Bankalar, on yıldan fazla bir süredir sıkıntıyı hissediyor aslında. Maliyetlerini düşürmeleri, yeni iş modelleri geliştirmeleri, standart finansal hizmetler setinin ötesinde yeni gelir modelleri etkinleştirmeleri ve teknoloji meraklısı müşterilerin ihtiyaç ve beklentilerini karşılamaları gerekiyor.
Son yıllarda, hangi sektörde faaliyet gösterirse göstersin, şirketlerin müşterilerinin tüm yaşam döngüsünü kapsamak eğiliminde olduklarını görüyoruz. Bankalar için de bu eğilim, müşterilerine daha geniş bir hizmet portföyü sunma, yeni gelir modelleri geliştirme ve müşterilerinin her türlü finansal ihtiyacı için tek nokta haline gelme fırsatı sağlayabilir. Bu da elbette bankaların tamamen dijitalleşmesini ve sektörler arasında daha geniş bir paydaş yelpazesiyle etkileşime girmesini gerektiriyor.
Bu stratejik hedefe ulaşmak üzere bankaların verilerini yönetmek için farklı bir yaklaşım benimsemesi gerekiyor. Çünkü bit’ler ve bayt’lar dijital çağın temel metaları.
Veri yolculuğunu kontrol ederek müşteri yolculuğunun tek adresi olmak
Bankalar; sigorta şirketleri, Fin Tech’ler, ödeme servisleri, kredi kartı şirketleri, emlak geliştiricileri, yatırım şirketleri, muhasebeciler veya iş danışmanları gibi tüm iş ortaklarıyla güvenli ve yüksek performanslı doğrudan bağlantılara ihtiyaç duyar. Müşteri yolculuğunun tek adresi olma yolundaki evrimsel sıçramayı gerçekleştirmek için bankaların işte tüm bu iş ortaklarıyla bağlantı kurmak ve verilerini yönetmek için kullandıkları dijital altyapının kontrolünü ele geçirmesini gerektiriyor.
Dijital bankacılığın avantajlarından yararlanmak için riskleri azaltmak
Bankalar risk almaktan çekiniyor. Tüm dijital süreçlerinde en yüksek düzeyde güvenlik ve güvenilirliğe sahip olmak istiyorlar ve dünya genelinde standart hale gelen düzenlemeler nedeniyle buna mecburlar. İşlemlerin sorunsuz bir şekilde ilerlemesini sağlamak için mümkün olan en düşük gecikme süresi ile mümkün olan en iyi dijital performansa ihtiyaçları var.
Peki, hem dijitalleşme potansiyelini tamamen yakalamayı hem de risk azaltmayı nasıl başarabilirler? Verilerini, paralarıyla aynı düzeyde kontrol altında tutmaları gerekir. Bulut ve bağlantı ortaklarından finansal hizmet ortaklarına, dikey sektör ortaklarına ve müşterilerine kadar tüm dijital ekosistemlerine bağlanmak için kullandıkları dijital altyapı üzerinde kontrol sahibi olmaları gerekiyor. Verileri hızlı, verimli, esnek ve güvenli bir şekilde dönüştürmek için ağlarını doğrudan birçok ortağın ağına bağlamaları gerekiyor. Birbirine bağlantı olarak bilinen şey tam da bu ve en iyi sonuçlara ulaşmak için bankaların diğer ağlara doğrudan bağlantı sağlamaları ve bunu kendi kontrolleri altında tutmaları gerekiyor. Doğru birbirine bağlantı stratejisiyle, bankacılık sektörü için dijitalleşmenin zorluklarının üstesinden gelinebilir ve gerçek anlamda dijital bankacılıkta yeni bir çağ başlatılabilir.
Veri yönetiminde güvenli ve güçlü bir yöntem: “Kapalı Kullanıcı Grubu”
Bankalar zaten çok güvenli ağlara sahip, ancak veriler bankaların ağlarından ayrıldığında genellikle ya savunmasız ya da korunması maliyetli bir hal alıyor. Geleneksel olarak bankalar, şeffaf olmayan IP transiti kullanarak Çok Protokollü Etiket Anahtarlama (MPLS) aracılığıyla önemli münferit harici ağlara bağlanır. Bununla birlikte, MPLS pahalıdır ve esnek değildir ve çok sayıda ortak bulunan ağlar için iyi ölçeklenemez. Bu arada, IP transitini trafik öbekleri üzerinde sınırlı bir kontorlü vardır veya hiç kontrolü yoktur ve iş ortaklarıyla doğrudan kurulacak bir birbirine bağlarından daha yüksek bir güvenlik riski taşır. Bulutlara, uygulamalara, ortak ağlara ve hatta müşterilere bağlantılar gibi, bankanın MPLS kullanmadığı ağlar için veriler genellikle halka açık genel İnternet üzerinden yönlendirilir ve bir dizi riske maruz kalınır.
Bunun yerine bir banka, güvenli ve yüksek performanslı bir birbirine bağlantı platformunda “Kapalı Kullanıcı Grubu” olarak bilinen özel olarak tasarlanmış kendi bağlantı ekosistemini kurarsa, genel İnternet’i atlayabilir ve ağını doğrudan banka ağlarına bağlayabilir. Güvenilir iş ortakları ve müşterileri ile buluttaki dijital kaynaklarına ve kurumsal sınıf uygulamalarına yüksek hızlı, güvenli ve esnek erişim sağlayarak bağlantı maliyetlerini de düşürür.