Ağ otomasyonu, ağlar içinde ve ağlar arasında bağlantı kurma sanatını basitleştirmenin bir cevabı niteliğinde. Sanal çalışma modelinin ortaya çıkması ve hem verileri depolamak hem de kurumsal seviyede uygulamaları çalıştırmak için karma ve çoklu bulut stratejilerine duyulan ihtiyaçla birlikte, şirket BT altyapıları giderek daha fazla dağıtık ve karmaşık hale geldi. Birbirine bağlantı otomasyonu, kurumsal kaynaklara kolay, esnek ve uygun maliyetli erişim sağlarken aynı zamanda güvenlik kazaları ve yanlış yapılandırma olasılığını da azaltıyor.
Yazan: DE-CIX CTO’su Dr. Thomas King
İsteğe bağlı hizmetler ve ürünler: Dijitalleşen dünyada tüketiciler, bir ürünü satın almak veya uzun süreli kiralamak yerine giderek isteğe bağlı kullanım modeline yöneliyor. Son yıllarda, araç paylaşımı, bisiklet paylaşımı ve e-scooter gibi ulaşım seçeneklerinin canlandırdığı paylaşım ekonomisi şehirlerimizi etkisi altına aldı. Bu tür gelişmeler, devam eden sahip olma maliyetleri olmadan hızlı tempolu iş ve özel hayatlarımıza uyacak şekilde ekipmanın esnek bir şekilde uygulanmasına olanak sağlıyor. Dijital altyapıya artık bir hizmet modeli üzerinden erişilebilir olması, şirketlerin gerektiğinde, hatta saniyesinde, geçici gereksinimler için makinalar kiralamalarına olanak tanıyor. Bu tür bir iş modeli artık ağ altyapısı alanında ağ otomasyona da uyarlanıyor.
Ağ otomasyonu nedir?
Ağ otomasyonu, yeni donanım ekleme veya yazılım güncellemelerinin tek bir ağ içinde uygulanmasını basitleştirmeye yönelik bir mekanizma olarak hayata başladı. Ancak ulaşım hizmetlerinin bireysel hizmet silolarından – örn. araba kiralamak yerine tren seyahati gibi – çeşitli alternatiflerle işbirliği içinde olan bağlı bir mobilite platformuna evrilmesiyle ağ otomasyonu da gelişiyor. Artık birçok ağın etkileşimde bulunabileceği, veri paylaşabileceği ve hizmetler sağlayıp erişim sunabileceği çok hizmetli bir platformu kapsayarak – sadece bir düğmeye basarak – kolay bir şekilde birbirine bağlantı hizmeti sağlama modeli çok yakında hayatlarımızda olacak.
Son teknoloji ağ otomasyonu, en iyi şekilde çoklu bulut stratejisi kapsamında uygulanabilir. Çünkü çoklu bulut, çeşitli bulut oyuncularının en iyi hizmetlerini kullanmayı ve bunları kendi özel ihtiyaçlarına en uygun şekilde bir araya getirmeyi mümkün kılıyor. Bunun ötesinde, bulut kaynakları iş açısından giderek daha kritik hale geldiğinden, söz konusu bulut olduğunda hiçbir kurum tüm yumurtalarını tek bir sepete koymayı göze alamaz ve kurumlar kendilerine uygun olan hizmet sağlayıcıları seçme esnekliği ister. Çoklu bulut stratejisi, bulut yoğunlaşması riskini azaltmak için finansal hizmetler ve bankacılık gibi bazı sektörler için bir uyumluluk zorunluluğu haline de geldi. Farklı kritiklik seviyelerinde bir dizi görevi yerine getirmek için farklı bulut hizmetlerine ihtiyaç duyan birden fazla departmanla birlikte, bir ağ mühendisinin birçok buluta olan tüm bağlantıları manuel olarak yönetmesi, üstelik kesintisiz bağlantı ve yüksek düzeyde güvenlik sağlama gerekliliği de olunca mantığa uygun değil.
Bilgisayarlar ve bilgisayar ağları, doğal olarak uzun ve oldukça karmaşık sayı dizileriyle çalışır – insan konsantrasyonunun ve hafızasının başa çıkması zor bir mekanizma. Kalın parmaklı tek bir kişiden kaynaklanan bir insan hatası, bir kurumun BT’sini hata bulunana kadar çevrim dışına alabilecek yıkıcı bir yanlış yapılandırmaya neden olabilir. Bir yanlış yapılandırma sonucunda sosyal medya devini dünya çapında altı saatten fazla çevrimdışı duruma getiren son Facebook kesintisinin kanıtladığı gibi, piyasadaki en büyük oyuncular bile bu tür risklere karşı bağışıklı değil. O halde, bulutların ve kaynakların güvenilir bir şekilde erişilebilir kalmasını ve bu arada hiçbir verinin kaybolmamasını sağlamak için otomatize edilmiş birbirine bağlantı hizmetlerinden yararlanmak her durumda en iyi çözüm.
Bulutlara esnek erişim
Mobilite platformunun isteğe bağlı hizmetler sağlama yeteneği gibi – ihtiyacınız olduğunda ve ihtiyaç duyduğunuz süre boyunca paylaşılabilir bir bisiklet veya araba bulmanıza yardımcı olması gibi – birbirine bağlantı hizmetleri de isteğe bağlı olarak çağrılara kulak veriyor. Esneklik giderek daha fazla talep görüyor, böylece şirketlerin belirli bulutlara bağlantıları ve değişken bant genişlikleri açısından ihtiyaçları (dakikasına kadar) dinamik olarak karşılanabiliyor.
Statik uzun vadeli sözleşmeler, kullanılmayan bant genişliğini içerdiği için çok yakında tarih olacak. Şu örnekte görüleceği gibi, gelecek isteğe bağlı olacak: Büyük bir uygulama sağlayıcısı, yakın gelecekte uygulaması için (örneğin işletim sistemi, ofis uygulaması veya oyun gibi) bir güncelleme planlıyor, bu güncelleme global olarak pazara sunulacak ve ekstra birbirine bağlantı bant genişliği için kısa ömürlü yeni bir gereksinim ortaya çıkacak. Bant genişliğini üç gün boyunca kolay ve hızlı bir şekilde artırmak için bir platform kullanılabilir. Güncelleme tamamlandığında ve her şey sorunsuz gittiğinde, sağlayıcı günlük işler için yeterli olan bant genişliğine geri döner. Bunun sonucunda, kurumun ihtiyaç duyulmayan fazla bant genişliği için ödeme yapmasına gerek kalmaz ve birbirine bağlantı maliyetleri azalır.
Ancak ekstra bant genişliği ihtiyacı her zaman öngörülebilir olmuyor. Örnek olarak bir internet mağazasını ele alalım: En son pazarlama kampanyası o kadar başarılı oldu ki, pazarlamacılarınız çok mutlu. Ne yazık ki, internet mağazasına yönelik beklenmedik şekilde artan yüksek talep, altyapınızın yeteneklerini aşıyor ve bu da potansiyel olarak internet mağazasını erişilemez hale getiriyor. Ağ otomasyonu dünyasında, bulut tabanlı web mağazası ile ERP sistemi – (KPP) Kurumsal Kaynak Planlaması (muhtemelen çoklu bulut stratejinizin bir parçası olarak ayrı bir uzman ERP bulutunda çalışıyor) arasındaki bant genişliğini kolayca ve anında artırabilirsiniz, böylece mağazanıza gelen artan talep hacmini yönetmekte zorluk çekmezsiniz.
Hizmet Olarak Ara Bağlantı
Günümüzde modern ağlar; bireysel yönlendiricide oturum açmayı gerektiren yapılandırma değişikliklerinden vazgeçmiş durumda. Bunun yerine, Uygulama Programlama Arayüzleri (API), şirketlerin harici hizmetleri kendi portallarına yerleştirmelerini sağlıyor. API’lar genellikle açık kaynaklı yazılıma dayanır ve platformlar arasında birlikte çalışabilirliğe izin verir. Birbirine bağlantı sektörü de farklı değil: API’lar bir İnternet Değişim Noktası’nda veya bir bulut hizmeti sağlayıcısında uygulanabilir, böylece tek bir tıklamayla kolayca birbirine bağlantı sağlanır. DE-CIX’in sektörün diğer birbirine bağlantı devleriyle işbirliği içinde geliştirdiği IX-API’ya dayanan DE-CIX Uygulama Programlama Arayüzleri, hizmetlerin farklı ağlarda dakikalar içinde, esnek ve isteğe bağlı olarak sağlanmasına ve tüketilmesine olanak tanıyor. Yeni bulut bağlantıları oluşturabilmenin, bağlantıların bant genişliğini artırıp azaltabilmenin ve bir düğmeye basarak bağlantıları iptal edebilmenin yanı sıra, DE-CIX Uygulama Programlama Arayüzleri aracılığıyla ağ otomasyonu, buluta özel doğrudan bağlantıların kurulmasını da sağlıyor. Doğrudan bulut kaynaklarına bağlanmak, verilerin en kısa rotada seyahat etmesi, performans ve gecikme sürelerini iyileştirmesi gibi ek faydalarla birlikte hiçbir verinin genel İnternet üzerinden akmasına gerek olmadığı anlamına geliyor. Bu yapı, işlem verilerini yönetme, IoT ve AI kullanım senaryoları gibi iş açısından kritik öneme sahip uygulamaların yanı sıra sanal masaüstü işlevleri ve video konferans uygulamaları gibi buluttan alınan gecikmeye duyarlı uygulamalar için de ideal.
Uygulama Programlama Arayüzleriyle ilgili diğer bir konu, bilgisayarların ağı, müşterinin taleplerine göre ayarlamak için bilgisayarlarla konuşması elbette. Ancak bazen insanlar uygulamada olmak ve ağı kendileri otomatikleştirmek ister. Bunun sonucunda, self servis portaller de popüler hale geliyor: Bu portaller bir kişinin ağı özel gereksinimlerine göre geçici ve esnek bir şekilde ayarlamasını sağlıyor. Bu nedenle, ağ otomasyonundaki son gelişmeler aslında insanı resme geri getiriyor. Bir kurumsal ağ içinde, güvenli kapalı kullanıcı gruplarında ağ sınırlarını aşarak veya ağ otomasyonu aracılığıyla buluta bağlantıyı kolaylaştırmak, endüstrilerin ve ekonominin dijitalleşmesinde bir sonraki temel adım. Ağ otomasyonu zamandan ve paradan tasarruf sağlıyor, kaynakları insan hatasına karşı koruyor ve en güncel ihtiyaçlara göre esnek bağlantılar sağlıyor.