Rockwell Automation; bilgi teknolojisi ve operasyonel teknolojinin (IIoT) tüm değer zincirine entegrasyonunun anlatıldığı, işletmelerin dijital potansiyelini ortaya çıkaracak bir etkinliğe ev sahipliği yaptı. Sürdürülebilirlik, dijital dönüşüm ve dinamik iş gücü değişimlerinin öne çıktığı, etkinlikte açılış konuşmasını yapan Rockwell Automation Ülke Satış Direktörü Emrah Tekdemir; dijitalleşmenin tüm sektörler için kaçınılmaz olduğunun ve bu süreçteki gerekliliklerin altını çizdi.
Günümüzün hızla gelişen rekabet ortamında dünya çapındaki endüstri sektörleri; sürdürülebilirlik, dijital dönüşüm ve dinamik iş gücü değişimlerine yönelik potansiyellerini kullanma konusunda problemler yaşayabiliyor. Liderlerin de rekabet üstünlüğünü sürdürmek adına iş stratejilerini yeniden düşünmesi ve kurumsal çevikliği geliştirmesi gerekiyor. Dünyanın endüstriyel otomasyon ve dijital dönüşüme adanmış en büyük şirketi Rockwell Automation; sürdürülebilirliği desteklemek, süreçleri otomatikleştirmek, hata marjlarını azaltmak, beceri aktarımı ve gelişimi için yapay zeka teknolojilerinden yararlanılması gerektiğine dikkat çekiyor
Büyük ölçekli son kullanıcılar, makina imalatçıları, sistem entegratörleri ve yatırımcıların katılımıyla, tüm bu konuların masaya yatırıldığı kapsamlı bir toplantı düzenleyen Rockwell Automation, işletmelerin dijital potansiyelini ortaya çıkaracak dinamik bir fikir şölenine imza attı. Rockwell Automation’ın endüstri uzmanları ve bölgesel iş liderlerinin önderliğinde düzenlenen etkinlik, sabah ve öğleden sonra olmak üzere iki aşamalı gerçekleşti. Programın sabahki bölümünde fikir liderliği tartışmaları ve konularına odaklanılırken, öğleden sonraki bölümünde teknoloji dünyasındaki son güncellemeler konuşuldu.
“Dijitalleşme firmalar için kaçınılmaz bir dönüşüm sürecidir”
Toplantının açılış konuşmasını yapan Rockwell Automation Ülke Satış Direktörü Emrah Tekdemir dijitalleşmenin, sürdürülebilirlik açısından önemini şu cümlelerle ifade etti: “Dijitalleşme; süreç yönetimlerinin çok daha verimli olması, firmaların sürdürülebilirliğini artırması ve çevre dostu bir yaklaşım adına firmalar için kaçınılmaz bir dönüşüm sürecidir. Süreçleri kağıtsız yönetmek, enerji tüketimini minimuma indirmek, karbon ayak izini kontrol altına almak ve minimize etmek sürecin çok önemli bir parçasıdır. Dijitalleşen bir firma şüphesiz ki tüm kaynak kullanımını optimize edecektir. Bu şekilde daha çevreci bir yaklaşımın yanı sıra kaynak kullanımının izlenebilirliğini de sağlayabilir. Kısaca günümüz teknoloji dünyasında ve rekabet ortamında dijitalleşme firmalar için bir ihtiyaç değil, gerekliliktir” dedi.
“Akıllı üretimle verimliliği artırmak için gerekli yazılım ve donanım altyapısını sunuyoruz”
IIoT teknolojisinin işletmelere sağladığı faydalardan bahseden Emrah Tekdemir, şöyle devam etti:
“Bugüne kadar yaptığımız yatırımlarla dijital dönüşüme önemli katkıda bulunduk ve bu alanda Rockwell’i daha da güçlendirdik. Bu çerçevede 1 milyar dolarlık bir yatırımla PTC firmasının IIoT ve artırılmış gerçeklik konusundaki yazılımlarını bünyemize kattık. Ardından da dünyada dijital dönüşüm danışmanlık hizmeti veren en prestijli ve büyük firmalardan biri olan Kalypso’yu satın aldık. Müşterilerimizin ihtiyaçlarına yönelik daha kolay sonuçlar alabileceğimiz yazılım çözümleriyle portföyümüzü genişletmeye devam ediyoruz. Akıllı üretim; tüm fiziksel ve dijital süreçlerin gerçek zamanlı değerlendirilip optimize edilmesi ve gerekli teknolojiyi sunması demek. Özetle; akıllı üretiminiz varsa, bu verileri kullanarak süreçlerinizi optimize ediyor, üretim verimliliğinizi artırıyor, çok daha hızlı pazara çıkabiliyorsunuz ve makine parkurunuzu çok daha verimli bir şekilde kullanabiliyorsunuz. Biz de bunun kurumsal anlamda yapılabilmesi için gerekli çözümleri sunuyor, gerekli tüm yazılım ve donanıma ilişkin altyapı hizmetlerini veriyoruz.”
“IIOT teknolojisi, bir şirketin dijital potansiyelini ortaya çıkarmak adına önemli”
IIoT teknolojisi ve işletmelere sağladığı faydalara yönelik bilgilendirmelerde de bulunan Emrah Tekdemir: “Bilmediğiniz bir şeyi düzeltemezsiniz, dolayısıyla gelişim sürecini başlatamazsınız. Bu mantıktan yola çıkarak IIoT teknolojisi, imalatçıların sahip olduğu kritik değerlerin üretim hattının KPI’nda olup olmadığını, üretimde yer alan unsurların doğru performans ile çalışıp çalışmadığını görüp, sorunlardan anında haberdar olunmasını sağlıyor. Dolayısıyla IIoT teknolojisinin, bir şirketin dijital potansiyelini ortaya çıkarmak adına önemli parametrelerden biri olduğunu söyleyebiliriz. Dijital potansiyeli ortaya çıkarabilmek adına yapılması gereken öncelikli şeylerden biri de söz konusu şirketin bir uzman eşliğinde olgunluk testini yaptırması. Bu test ile nerelerde iyileştirme yapılabileceği, nerede kayıp ve problem yaşanabileceği analiz edebilir. Bu sürecin; uzman firmalarca yönetilmesi, doğru yol haritasının çıkartılmasında en büyük desteklerden biri olacaktır” dedi. Sabah seansında Rockwell Automation’ın bütün dünyada aynı anda lanse ettiği DataMosaix yazılım sistemleri ve dijital dönüşüm prosesinin kademeleri de anlatıldı.
“Yapay zeka teknolojisi ile entegre çalışan ürünlerimiz sayesinde, endüstriyel tesislerde yapay zekanın faydalarını kullanılabilir hale getiriyoruz”
Rockwell’in dijitalleşme süreçlerinde öne çıkan FactoryTalk Analytics GuardianAl ve FactoryTalk Analytics LogixAl isimli ürünlerinden bahseden Rockwell Automation İş Geliştirme Müdürü Umut Kiper, “GuardianAl ile sahada kullandığınız cihazlardan alınan verileri herhangi bir kodlama yapmadan anlamlandırabiliyoruz. Hepimizin kullandığı hareketli ekipmanlar, sistemler var. Bunların kısa bir süre durması dahi ciddi bir maliyet ortaya çıkarabiliyor. Ancak biz Rockwell Automation olarak, GuardianAl ile bu cihazların arıza verme durumunu önceden tespit edebiliyoruz. Bunu gerçekleştiren yazılım, sahadaki sürücüler ile haberleşerek, anormol bir durum oluşma ihtimalini önceden tespit ediyor ve uyarıyor. Ve hatta önceden tespit ettiği anormal durumun sebebini de belirterek, kullanıcının çok hızlı aksiyon almasına olanak sağlıyor. GuardianAl’ın bir diğer artısı ise, Rockwell’in yıllardır sahip olduğu tüm sürücü know-how bilgilerini bu yazılıma entegre etmiş olması. Mevcut otomasyon sistemlerine yönelik geliştirdiğimiz ürünümüz ise Logix Al. Logix Al ile üretim sürecinde meydana gelebilecek, kalite süreçlerini etkileyecek kritik bir değeri ve bu değere bağlı girişkenleri eleyip numerolojik olarak tanımlayabiliyorsunuz. Ardından sistem bu çıkışın öngörüsel bir şekilde hesaplamasına devam edebiliyor. Rockwell’in Logix Al platformunda, hiçbir kodlama yapmadan, yapay zekanın öngörüsel yaklaşımını mevcut otomasyon sisteminize hızlıca entegre edebilirsiniz” dedi.
“Yapay zekanın, mühendislik tasarımı sırasında lojik kodların yazılmasına destek vermesini hedefliyoruz”
Umut Kiper açıklamalarına şu sözlerle devam etti: “Firmaların rekabet koşullarına adapte olmalarını sağlayan dijitalleşme, mevcut durumda iyileştirme sağlayacak bir platform kurulmasına da olanak tanıyor. Rockwell Automation, OT ve IT teknolojilerindeki gücü sayesinde dijitalleşme konusunda uçtan uca çözüm sağlayarak şirketlerin ihtiyacı olan bütün IT ve OT desteğini entegre bir şekilde sunuyor. Yakın zamanda tanıtımını yaptığımız FactoryTalk Design Studio platformumuzda bulunan Copilot uygulaması ile lojik komutların otomatik şekilde yazılmasını hedefliyoruz. Bu özellik ile birlikte mühendislik tasarım sürelerini daha da aşağıya çekmeyi ve devreye alma süreçlerinde yaşanan öngörülemeyen hataların önüne geçmeyi amaçlıyoruz. Rockwell Automation olarak kullanıcı deneyimlerini ve sahadan gelen geri bildirimleri çok önemsiyoruz. Bu ürünü geliştirmemizdeki en büyük motivasyonumuz müşterilerimizin böyle bir platforma ihtiyaç duyduğunu anlamamız oldu.”