Türkiye’deki kullanıcılar sıklıkla kişisel bilgilerini çevrimiçi mecralarda paylaşıyor, gençler kadar yaşlılar da risk altında.
Facebook ve Instagram gibi sosyal medya platformlarında bilgi ya da fotoğraf paylaşmak, birçoğumuzun alışkanlığı haline geldi. Ancak Kaspersky Lab’ın araştırmacıları, Türkiye’deki kullanıcıların kişisel verilerini ne kadar çok paylaştığı konusunda bazı detayları ortaya çıkardı. Araştırma sonuçlarına göre insanların yüzde 95’i bilgilerini dijital ortamlarda paylaşırken, bunların yüzde 79’u çocuklarının fotoğraf ve videolarını, yüzde 62’si ise başkalarını içeren kişisel ve hassas video ve fotoğraflar paylaşıyor. Bu alışkanlıklar, çoğu ülkede kişisel verilerini tanımadıkları insanların erişimine büyük oranda açan genç nesiller özelinde daha da kötü bir noktaya ulaşmış gibi görünse de, Türkiye’de yaşlılar da benzer davranışlarda bulunuyor.
Endişe verici bir şekilde, yapılan araştırmaya Türkiye’den katılan internet kullanıcılarının yarısına yakını (yüzde 42) bilgilerini herkesin görebileceği şekilde paylaştığını söylüyor. Ancak bu şekilde paylaşılan verileri daha sonra kimin ne amaçla kullanabileceği belli olmuyor. Her 5 kişiden biri (yüzde 23) hassas verilerini iyi bilmediği insanlarla ve yabancılarla paylaştığını, dolayısıyla bu bilgilerin ne şekilde kullanılacağı üzerindeki kontrolü elden bıraktıklarını itiraf ediyor. Böylece, Türkiye’deki kullanıcılar finansal detaylarını (yüzde 53), pasaport, ehliyet ve benzeri kişisel belgelerinin taranmış hallerini (yüzde 35) veya şifrelerini (yüzde 44) paylaşarak kimlik hırsızlığına veya finansal saldırılara açık hale geliyor.
Bunlar Kaspersky Lab’ın yürüttüğü ve kullanıcıların veri paylaşım alışkanlıklarını ortaya koyan My Precious Data: Stranger Danger (Benim Kıymetli Verim: Yabancı Tehlikesi) adlı raporunun sonuçları. Araştırmaya göre, insanlar sadece verilerini değil, değerli verilerini depolayan cihazları da paylaşıyor. Neredeyse her 10 kişiden ikisi (yüzde 16) cihazlarına erişim sağlayan PIN numarasını bir yabancıyla paylaşmış ve yaklaşık her 10 kişiden üçü (yüzde 27) kalabalık ortamlarda cihazlarını kilitsiz ve denetimsiz bırakıyor. Dahası, insanların yaklaşık 4’te biri (yüzde 23) cihazlarını bir süreliğine kullanmaları için başka birine vermiş.
“Kişisel verilerin, insanlar ve şirketlerle aşırı şekilde paylaşılması gerçekten tehlikeli bir alışkanlık” diyen Kaspersky Lab Tüketici İşleri Birimi Başkanı Andrei Mochola, şöyle devam ediyor: “Günümüz dünyasında, başkalarıyla bilgi paylaşmak hiç bu kadar kolay olmamıştı ve bir çok açıdan bakıldığında internetin bunun için yaratıldığını söyleyebiliriz. Ama tek bir tuşa basarak önemli ve hassas bilgileri paylaştığımızda, bu bilgiler üzerindeki kontrol artık bizde değildir, çünkü bu verilerin nereye gittiğinden ve nasıl kullanılacağından emin olamazsınız. Kullanıcılar kelimenin tam anlamıyla değerli kişisel verilerini ve hatta onları depolayan aygıtları kendi elleriyle başkalarına veriyor.”
Dikkatsiz davranan sadece gençler değil
Araştırma, başkalarıyla çekilmiş özel ve hassas fotoğrafları paylaşma olasılığı en yüksek olanların gençler olduğunu gösteriyor. Türkiye’deki 16-24 yaş grubu gençlerin yüzde 78’i, bu tür paylaşımlar yaptığını söylerken, 55 ve üzeri yaşlardakilerin yüzde 66’sının çok da farklı davranmadığı görülüyor. Benzer alışkanlıklar finansal bilgilerin paylaşımına da yansıyor. Gençlerin neredeyse yarısının (16-24 yaş grubundakilerin yüzde 45’i) ve 55 yaşın üzerindekilerin de yüzde 37’sinin finansal ve ödeme ayrıntılarını diğer kişilerle paylaştığı görülüyor.
Andrei Mochola son olarak, “İnternet kullanıcılarının birbirleriyle fotoğraflarını, kişisel bilgilerini ve diğer bilgileri paylaşmayı bırakmasını beklemek gerçekçi olmasa da, onları önemli bilgileri herkese açık olarak paylaşmadan önce iki kez düşünmeye davet ediyoruz. Ayrıca tüm internet kullanıcılarını, cihazlarının veya verilerinin yanlış ellere düşme ihtimaline karşı, verilerini ve gizliliklerini koruyacak güvenlik önlemleri almaya teşvik ediyoruz” diyor.
Araştırma hakkında daha fazla bilgi edinmek için rapora buradan göz atabilirsiniz.