Finansal Esenlik’in önemi artıyor.
Endeavor Türkiye ve Melon ortaklığında gerçekleştirilen “Teknoloji Sektörü Ücret ve Yan Haklar Araştırması” yayınlandı. Araştırmaya göre, şirketlerin tamamı yurtdışına yetenek göçüyle mücadele ederken, enflasyonun da etkisiyle finansal esenlik üzerinde çalışmalara hız veriyorlar.
Şirketlerin yüzde yüzde 60’ı yetenek kaybındaki ana nedeninin, yurt dışı pazarlardan gelen iş teklifleri olduğu belirtiyor. Geçen yıl işten ayrılan her iki yazılım geliştiriciden birinin yurtdışı şirketlere geçtiğine dikkat çekiyor. Öte yandan çalışanlara finansal esenliği sağlayacak ek finansal haklar ve destekler şirketlerin en önemli gündem konu başlığı.
Finansal esenlik kavramını, bir kişinin mevcut ve devam eden finansal yükümlülüklerini tam olarak yerine getirebildiği, finansal geleceğinde güvende hissedebildiği ve hayattan zevk almasına izin veren seçimler yapabildiği durum olarak tanımlamak mümkün.
Son dönemde Türkiye gibi tüm dünyada ciddi bir finansal zorluk döneminden geçiyor. Artan yaşam maliyetleri kısa vadeli planlar için bile çalışanları yorar hale gelirken, yatırım ve birikim yapmak, ev almak gibi uzun vadeli planlardan bahsetmek neredeyse imkansız hale geldi.
Böyle bir ortamda, çalışanlar daha temkinli harcamalar yapmaya çalışırken ve şirketler ise çalışanları için ara zamlar, ücret iyileştirmeleri, esnek yan haklar ya da döviz korumalı maaş gibi pek çok desteğe başvuruyorlar. Fakat bu reaktif eylemlerin aslında finansal stresi önlemeye yetmediğinin farkındalar. Çünkü hızlı artan enflasyon ve global kriz ortamında yönetmesi en zor etkenlerden biri olan belirsizlikle karşı karşıyalar.
Peki bu alanda kazanan organizasyonlar ne yapıyor, çalışanlarının esenliğine nasıl destek oluyorlar. Araştırmanın ışığında finansal esenlik konusunda yapılması gerekenleri şöyle sıralamak mümkün;
Reaktif değil, proaktif ücret artışı
Şirketler ücret ve yan hak iyileştirmelerini, planlı-düzenli zam ve ara zam planları ile takip ediyorlar. Çünkü reaktif bir şekilde uygulanan zamlar hali hazırda finansal olarak zorlanmış çalışanlarınız için düşünüldüğü kadar iyileştirici bir etki yaratmıyor.
Kişiselleştirme: Her bireyin ihtiyacı farklı
Esenliği tek boyutlu değil, her bireyin farklı ihtiyaçları olacağını bilerek çok boyutlu ele alıyorlar. Sadece fiziksel ya da duygusal esenlik değil, mesleki, entelektüel, sosyal, spiritüel, finansal esenlik alanlarına da yatırım yapıyorlar. Bu tür desteklerin, çalışanların duygusal ve fiziksel sağlığına sağladığı olumlu katkılar her geçen gün daha da iyi anlaşılıyor. Özel sağlık sigortası, yemek desteği gibi gelenekselleşmiş yan hak uygulamalarına ek olarak, kapsamı dikkatle seçilmiş, çalışanların sağlık harcamalarında minimum katkı payını ödeyeceği özel sağlık sigortası, psikolojik destek paketleri, yeni mezunlara öğrenim kredisi geri ödeme desteği gibi, kişinin ihtiyaç duyduğu destekleri sunuyorlar.
Esenliğe bütünsel yaklaşım : farkındalığı artırma
Çalışanlara bireysel çalışabilecekleri psikolog, koç ya da meditasyon uygulaması gibi destekler vermenin yanı sıra yöneticilerini eğitme, esenlik tartışmasını Yönetim Kurulu seviyesine çıkartma, sosyalliği arttıracak adım yarışmaları ile destekleyerek dönüşüm yaratıyorlar.
Esneklik sunma
Çalışanlara sadece esnek çalışma değil, esneklikte otonomi sunarak kendi çalışma gününü/yerini seçme özgürlüğü de sunuyorlar.
Açık iletişim
Finansal esenlik konusunun bir tabu olduğunun bilincinde çalışanlara maaş dışında destek olabilecekleri alanları soruyorlar. Çalışanlarla sirketin nakit akışı, karlılığı gibi konular hakkında, şeffaflıkla bilgi paylaşımı yapıyor, çalışana finansal endişelerini rahatlıkla paylaşabileceği bir diyalog ortamı yaratıyorlar.