Bitdefender Antivirüs, tehdit avı verimliliğini maksimuma çıkaran ve kuruluşların uç noktaları, bulut sistemleri ve ağ verileri de dahil olmak üzere geniş bir kaynak yelpazesinden veri toplayarak bütünleşik, daha hızlı ve etkili tehdit algılama ve engelleme hizmeti sunan GravityZone XDR’ı tanıttı.
Bitdefender Antivirüs, tehdit avı verimliliğini maksimuma çıkaran ve kuruluşların uç noktaları, bulut sistemleri ve ağ verileri de dahil olmak üzere geniş bir kaynak yelpazesinden veri toplayarak bütünleşik, daha hızlı ve etkili tehdit algılama ve engelleme hizmeti sunan GravityZone XDR’ı tanıttı. GravityZone XDR çözümü, kullanılmaya başlandığı ilk günden itibaren kuruluşlara daha yüksek siber güvenlik sağlıyor ve saldırganların sistemde kalma sürelerini en aza indiriyor. GravityZone XDR’nin tüm ortamlarda otomatikleştirilmiş ve yönlendirilmiş müdahale eylemleri sayesinde, kuruluşların güvenlik ekiplerinin etkinliğinin en üst düzeye çıkarılması hedefleniyor.
Bitdefender GravityZone XDR, uç noktalardan, üretkenlik uygulamalarından, bulutlardan, kimlik kaynaklarından ve ağ verilerinden alınan verileri ve tehdit algılamalarını tek bir eyleme dönüştürülebilir görünümde ilişkilendirerek altyapı, iş yükleri ve uygulamalar genelinde tehdit görünürlüğünü genişletir. Bitdefender Laboratuarlarından ve Bitdefender’ın milyonlarca uç noktadan oluşan küresel ağından gerçek zamanlı tehdit istihbaratı, davranışsal analiz ve makine öğrenimi ile birleştiğinde, farklı olayları ilişkilendirir ve uyarı önceliklendirme, kök neden analizi, tehdit sınırlama ve iyileştirme konularında bilinçli karar verme sürecini yönlendirir. Otomatik ve yönlendirmeli yanıt sayesinde, güvenlik ekipleri tek bir tıklamayla hızlı bir şekilde düzeltme eylemlerini gerçekleştirebilir.
“Güvenlik Ekiplerinin Bütünsel Bir Görüş Kazanmaları İçin Geliştirdik”
Bitdefender’in Türkiye distribütörü Laykon Bilişim Operasyon Direktörü Alev Akkoyunlu, “Günümüzün siber güvenlik saldırıları genellikle karmaşık, çok yönlü ve birden fazla aşamada gerçekleşiyor. Bu da güvenlik ekiplerinin, özellikle sınırlı bilgi güvenliği kaynaklarıyla çalışan kuruluşlarda saldırıları belirlemesini ve durdurmasını zorlaştırıyor. Güvenlik ekiplerinin altyapılarına ilişkin bütünsel bir görüş elde etmelerine, olayları daha hızlı araştırmalarına, doğrulamalarına ve ortaya çıkan tehditleri ortadan kaldırmalarına yardımcı olmak için GravityZone XDR sıfırdan tasarlandı” açıklamada bulundu.
Gerçek Zamanlı Tehdit Algılama Performansının 3 Avantajı
Bitdefender GravityZone XDR, bir SaaS çözümü olarak ya da Bitdefender ‘Yönetilen Algılama ve Yanıt’ (MDR) hizmeti aracılığıyla dağıtılıyor. Ayrıca, Bitdefender güvenlik operasyonları merkezinde kullanılıyor ve güvenlik analistlerine MDR kullanıcıları adına soruşturmaları hızlandırmak ve müdahale eylemlerini genişletmek için daha fazla görünürlük ve bağlam sağlıyor. Karmaşık saldırılar için hızlı tespit ve otomatik müdahale imkanı sağlayan GravityZone XDR’nin 3 temel avantajı ise şu şekilde:
1. Kişiselleştirilebilir Tehdit Algılama: GravityZone XDR için geliştirilen Bitdefender tescilli korelasyon ve algılma algoritmaları, matematik ve davranış modellerine dayanmaktadır. Bu algoritmalar, gelişmiş tehditleri, anormal uygulama ve kimlik davranışlarını tespit etmek için yerel sensör aracısı tarafından bulut ortamları düzeyinde kullanılır. Kuruluşların güvenlik ekipleri, kişiselleştirilmiş tehdit algılama kuralları yaratarak hızlı ve maksimum değer elde edebilirler.
2. Otomatik Tehdit Tanımlama ve Önceliklendirme: Tüm ölçekteki kuruluşların güvenlik ekipleri, GravityZone XDR’nin otomatik ve yönlendirmeli tehdit araştırma desteği sayesinde algılanan tehditleri görüntüleyebilir, kuruluşun operasyonları üzerindeki etkisini anlayabilir ve tehditleri tek bir görünümden kontrol altına almak ya da ortadan kaldırmak gibi eylemleri gerçekleştirebilir.
3. Önerilen Tehdit Yanıt Eylemleri: GravityZone XDR; uç noktalar, kimlik bilgileri, e-postalar, bulut sistemleri ve uygulamalar arasında algılanan tehdide yönelik aksiyon önerileri sağlar. Bu sayede kuruluşun üçüncü şahıslara ve ek kaynaklara olan ihtiyacı azalır ve tek bir konsoldan kuruluşun herhangi bir ortamındaki tehditlere daha hızlı yanıt verilmesini sağlar.