Teleperformance Türkiye’nin insana verdiği değer, güçlü kurum kültürü ve tüm paydaşlarıyla yarattığı başarı bu yıl iki önemli ödül getirdi. Kurum kültürü konusunda global bir otorite olan Great Place to Work Enstitüsü’nün “yüksek güven kültürüne sahip, harika iş yeri” kriterlerini sağlayan Teleperformance Türkiye, “Great Place to Work” sertifikası alarak en iyi işverenler arasına girerken, dünyanın önde gelen yönetim danışmanlığı şirketi Kincentric tarafından gerçekleştirilen “Kincentric Best Employers 2021” araştırmasında da “En İyi İşveren” unvanını aldı.
Bütünleşik çok kanallı müşteri deneyimi ve iş hizmetleri alanında dünya lideri olan Teleperformance Türkiye, dünya için oldukça zorlu geçen salgın döneminde çok önemli bir başarıya imza attı. Şirket, salgının damga vurduğu 2020’de yüzde 50 büyürken, çalışan sayısını yüzde 60 artırdı. Birçok sektörde çok sayıda şirketin ayakta kalma mücadelesi verdiği bir dönemde Teleperformance Türkiye’nin bu performansı ortaya koymasında güçlü ve çevik kurum kültürünün önemli bir rol oynadığını belirten Teleperformance Türkiye CEO’su Tülay Doğrular, “6.250’den fazla çalışanımızla 16 pazarda ve 12 dilde 100’den fazla markaya hizmet sunuyoruz. Başta perakende ve e-ticaret olmak üzere teknoloji ve tüketici elektroniği, seyahat, telekomünikasyon, tüketici ürünleri gibi sektörlerdeki paydaşlarımızla gerçekleştirdiğimiz güçlü iş birliği, pandemide bize güç kattı. Özellikle çalışanlarımızla ortaya koyduğumuz aile ruhu, bizi finansal olarak bir üst noktaya taşırken alanında dünyanın en iyi otoriteleri tarafından da işveren markası olarak ön plana çıkmamızı sağladı. Great Place to Work Enstitüsü’nün ‘yüksek güven kültürüne sahip, harika iş yeri’ kriterlerini sağlayan Teleperformance Türkiye olarak ‘Great Place to Work’ sertifikası alarak en iyi işverenler arasına girdik. Dünyanın önde gelen yönetim danışmanlığı şirketi Kincentric’in ‘Kincentric Best Employers 2021’ araştırmasında da ‘En İyi İşveren’ unvanını aldık. Böyle bir dönemde bu iki ödül bize ne kadar doğru yolda olduğumuzu bir kez daha gösterdi” diyor.
“İç iletişimi artırdık”
Teleperformance Türkiye, işin merkezine her zaman “insanı” koyuyor. İnsanlarla insanlar için değer yaratmak felsefesiyle hareket eden ve istihdam dünyasında ‘çeşitlilik’ ve ‘kapsayıcılık’ odaklı hareket eden şirket, COVID-19 salgını döneminde çalışanlarına yaklaşımıyla da öne çıkmayı başardı. Teleperformance Türkiye, virüsün Türkiye’de görüldüğü 2020 Mart’ında hemen harekete geçerek 3 hafta gibi kısa bir sürede çalışanlarının yüzde 99’unu kapsayacak şekilde evden çalışma modeline geçti. Bu süreçte çalışanları için sağlık ve güvenliği birinci öncelikleri haline getirdiklerini belirten Tülay Doğrular, ofis ortamında sundukları konfor ve aile ortamını uzaktan çalışma modelinde de sağlamak için çalıştıklarını söylüyor. “Bu süreçte beraber uzaktan çalışsak da aynı aile ruhunu yaşayabilmek ve çalışanlarımıza da yaşatabilmek adına iç iletişim aktivitelerimizi artırdık. Çalışanlarımızın böylesine zorlu bir ortamda kendilerini iyi hissetmeleri için farklı etkinlik ve uygulamalar gerçekleştirdik. İçten, açık ve şeffaf bir iletişimle tüm süreç boyunca çalışanlarımızın kendilerini iyi ve güvende hissetmelerini sağladık” diyor.
Çalışanlarını destekliyor
Teleperformance’ın bir numaralı işveren taahhüdü çalışanların ve çalışan adaylarının en çok tercih ettiği marka olmak. Şirket bu taahhüdü yerine getirirken çalışanlarını hem kariyer yolculuklarında hem iş ve özel yaşam dengesi kurma konusunda destekliyor. Çağrı merkezlerinin müşteri deneyiminin en önemli parçası olarak her geçen gün öneminin arttığını belirten Tülay Doğrular, çok kanallı olarak müşteriye dokunan bu kritik sektörde kariyer yapmanın önemini Teleperformance çalışma ortamının tüm boyutlarıyla ortaya serdiğini söylüyor.
Kariyer yolcuğunu birlikte tasarladıkları çalışanlarının terfi süreçlerinde de yanlarında olduklarını ifade eden Doğrular, sözlerini şöyle sürdürüyor:
“İşimize, paydaşlarımıza ve çalışan ailemize değer katacak birçok programımız var. Örneğin, Circle of Excellence (CoE) ile Teleperformance Türkiye çalışanlarının performans ve yetenek yönetimi, takdir, tanıma ve ödüllendirme süreçlerini yönetiyoruz. Teleperformance Academy ve University ile yüksek potansiyele sahip yöneticilerimizin öğrenme ve gelişim süreçlerini desteklerken kariyer eğitim ve gelişim programı JUMP ile çalışanlarımızın potansiyel yetkinliklerini ortaya çıkararak doğru bir kariyer yönlendirmesi yapıyoruz. TP Mentorship programıyla, mentor ve mentilerimizin eşsiz bir öğrenme yolculuğuna çıkarak hem mevcut yetkinliklerini geliştirmesini hem yeni yetkinlikler kazanmasını hedefliyoruz.”
İleri teknoloji ve yüksek insan dokunuşu
Sadece mesleki eğitim değil kişisel gelişim ve kültür-sanat alanında da çalışanlarının potansiyelini ortaya çıkarmaya odaklanan Teleperformance, salgın döneminde TP Village adlı yeni bir yaşam köyü kurdu. Yüzde 100 Türk yapımı olan TP Village ile tüm çalışanlar, şirket içi networklere gerek duymadan internet bağlantısı olan herhangi bir cihazla birbiriyle etkileşim halinde kalabiliyor.
‘İleri teknoloji ve yüksek insan dokunuşu’ vizyonlarıyla çalışanlarıyla bağlarını korumak bir yana daha da güçlendirdikleri bu dönemde ‘yüksek güven kültürüne sahip, harika iş yeri’ kriterlerini sağlayarak ‘Great Place to Work’ sertifikasıyla ‘en iyi işveren’ seçilmenin, Kincentric Best Employers 2021’ araştırmasında da ‘En İyi İşveren’ olmanın kendileri için en büyük motivasyon olduğunu belirten Doğrular, sözlerini şöyle sürdürüyor: “80 ülkede 330 bin kişilik dev bir aile olan Teleperformance’ın bir parçası olmaktan gururluyuz. Çalışanlarımızın da bu ailenin bir parçası olarak kendini mutlu ve güvende hissetmesi bizim en önemli hedefimizken bu ödüllerle bunu başardığımızı hissediyoruz. Bugüne kadar olduğu gibi bugünden sonra da esnek, çevik iş modelimiz, güçlü teknolojik altyapımız ve benzersiz uzmanlığımızla iş ortaklarımıza değer yaratırken, çalışanlarımız için de en iyi koşulları sağlamaya ve işveren markası olarak her yıl çıtayı daha da yükseğe koymaya devam edeceğiz.”