Salgın sonrası dijital kullanım alışkanlıklarının artması her sektörün dijitale geçişini zorunlu hale getirdi. Salgın sonrası KOBİ’ler ancak dijitale uyum sağlayarak ayakta kalabilirler.
Salgın ile birlikte evde kalma süreci, internet kullanımını artırdı, e-ticareti artırdı, artan internet ve e-ticaret kullanımı ile birlikte fiziksel dükkanların iş yapmaması tüm işletmelerin dijitalde daha fazla görünür olma arayışlarına gitmesine sebep oldu. Dijitalde ulaşılabilirliğin fiziksel bir girişimi gerçekleştirmeye göre ekonomik olması bir cazibe unsuru olduğu için instagram, e-ticaret siteler veya pazaryerleri üzerinden birkaç günde ticarete başlayarak herkes küçük de olsa bir işi ticarileştirmeye başladı.
Zaman geçtikçe ve teknoloji ilerledikçe internet dünyasındaki birçok şey doğal olarak değişiyor. Gün geçtikçe değeri artan dijital pazarlama sektörü özellikle salgın döneminden sonra olağanüstü bir patlama gerçekleştirdi. Dijital pazarlama ve SEO ise bu sektörde kendinizi göstermeniz için gereken en değerlerden birisidir.
Dijital pazarlama ve araştırma şirketi Webtures CEO’su Kaan Gülten‘in konu hakkındaki değerlendirmeleri “işletmelerin dijitaldeki görünürlükleri için başarılı SEO stratejileri kalıcı faydalar sunarken, Dünyadaki küçük işletmelerin çok ama çok küçük bir kısmının SEO’ya yatırım yaptığı gözlemliyoruz. Satın alma deneyimlerinin neredeyse hepsi, yaklaşık olarak yüzde 93 lük bir kısmı arama motorları aracılığıyla gerçekleşir; Bu durum ise, arama sonuçlarının ilk sayfasında sıralamanın web sitesi trafiğini ve müşterileri kazanmak için çok önemli olduğu anlamına gelir.”
Buna rağmen, küçük işletmelerin yarısı, yeni potansiyel müşteriler kazanmak için ücretli reklamcılık gibi diğer yöntemlere yöneldiklerinden SEO’ya yatırım yapmanın zamanlarına değeceğini düşünmüyor, bunun yerine ücretli reklamcılığa başvuruyorlar. Ücretli reklamcılık anında sonuç sağlayabilse de, pahalı ve yalnızca kısa vadeli bir çözüm yoludur.
Her türlü iş modelinin dijitaldeki tüketim alışkanlıklarına nasıl uyum sağlayabileceği araştırılmalı ve bu yönde en hızlı şekilde adım atılmalıdır. Salgının değiştirdiği alışkanlıklarla birlikte her sektörde oluşan yenilikçi alanlardaki boşluklar girişimciler açısından adeta birer fırsat. Dolayısıyla halihazırdaki şirketler bu dönüşümleri sağlayamazsa bu şirketlerin yerini teknolojiye ayak uyduran girişimler almak zorunda kalacak.
Şirketlerin patronları ve yönetim kurulları, hedef kitlelerinin ticari tercihlerinin değişimlerini analiz etmeli ve o alanlara yatırım yapmaya başlamalıdır. Salgın sonrası oluşan yeni dijital dünyada var olmak ticari anlamda hayatta kalmanın tek çıkış yolu gibi gözükmektedir.