Siz farkında olsanız da olmasanız da zaten uzun zamandır sizin adınıza bu kararları kadınlar veriyor. O zaman daha güzel bir teknolojik geleceği tasarlama yolunda, neden işe onları daha fazla dahil etmiyoruz? Fatma Gülçin Kabasakallı’nın yazısı.
“Her gün tüm dünyada bir günde 4 milyar akıllı telefon, yarım milyon da tablet satılıyor. 2020 yılında internete bağlı cihaz sayısı 200 milyar olacak. Hayatımız cihazlarla birbirine bağlanacak. Her geçen gün hayatımızda daha fazla yer edinen ileri teknolojik olanaklar…”
Teknoloji söz konusu olduğunda cümleler böyle devam ediyor. 2020 yılında hangi cihazları kullanacağımızdan, sanal gerçeklik ve yapay zeka gibi yeni teknolojik gelişmelerin hayatımızda neyi nasıl değiştireceğine kadar uzanan pek çok kaynak var bu alanda.
Peki ama ne zaman “gelecek” deyince aklımızda canlanan o “metalik” görüntüyü, “suni” algıyı ortadan kaldıracağız? Ne zaman daha yeşil ve renkli bir dünyayı ön planda tutan, fonksiyonel olduğu kadar çekici de olabilen teknolojik ürünlerin günlük yaşantımızın, gündelik aksesuarlarımızın bir parçası olduğunu göreceğiz?
Bence bu alana da biraz kadın eli değmesinde fayda var.
Gelecek dönemdeki tüketici eğilimleri denilince zihnimizde canlanan o devasa kitlenin önemli bir bölümünü kadınlar oluşturuyor. Kadın tüketiciler, her alanda olduğu gibi teknolojide de ekonomi ve pazarlamanın tam kalbine yerleşiyor. Günümüzde tüketimin ve harcamaların çoğu doğrudan veya dolaylı olarak kadınların tercihiyle yapılıyor. Rakamlar, tüketicilerin bir şey satın alırken verdiği kararların yüzde 80’ini kadınların kararı ya da etkisiyle gerçekleştirdiğini gösteriyor.
Hane harcamalarını doğrudan kendisi yapmasa da, eve ne alınması gerektiğine çoğu zaman kadın karar veriyor. Satın almada karar verici olan bir tüketici grubu olarak kadınlar, ekonominin tam merkezinde yer alıyor.
Bir başka deyişle çalışma odasından, pek çok durumda erkeklerin kıyafetlerine kadar, karar vericinin kadın olduğu bir dönemi tarif ediyoruz. Beğeniyle, fiyatla ya da popülariteyle daha çok kadına seslenen bir reklam dünyasının ağırlığı cabası.
Sorgulayan, fiyat karşılaştırması yapan, nihayetinde de alternatiflerden hangisini satın alacağına karar veren kadınları küresel teknolojik talebin merkezine yerleştirdiğinizi düşünün. Böyle bir resimde kadınların tercihleriyle şekillenen bir gelecek, pek de gri veya metalik olmasa gerek.
Şimdi sizden günlük hayatımızda neredeyse damarlarımızda dolaşan elimizdeki mevcut teknolojiyle, kadın tüketiciye dönük olarak neler geliştirebileceğinizi hayal etmenizi istiyorum. Bunun için günlük hayatınızı normal bir şekilde sürdürürken ihtiyacınız olan şeyleri belirli saatlerde not alarak başlayın. Elimizden düşürmediğimiz cep telefonlarımızın arkası ayna olsa örneğin… Twitter’a bakarken, tek bir hareketle telefonun arkasını çevirip kolaylıkla rujunuzu tazeleyebilsek. Veya yanımızda sürekli taşıdığımız far seti kutusu aynı zamanda şarj aleti olsa, minik ve şık çantalar için çok kullanışlı olmaz mıydı?
Teknoloji kullanımında kadınlara seçenek sunulduğunda ve teknolojik cihazlara kadınların ihtiyacına yönelik pratik fonksiyon ve renk katıldığında, kadınların buna ne kadar hızlı adapte olduğunu ve kadınlar arasında yaygınlaştığını bugün bile pek çok örnekte görüyoruz.
Kendi giymese de televizyonda izlerken “bu ceket bu pantolona uymamış” yorumunu yapma keyfine sahip bir kitlenin, mobil kombin uygulamalarını coşturmasından bunu anlayabiliriz. Çocuklarını cep telefonundan takip eden, çocukları üniversitede okurken Skype kullanmayı öğrenen, arkadaşlarıyla ilişkilerini takip etmek için Facebook ve Instagram’ı profesyonelce kullanan anneleri düşünün.
Biraz daha öncesine, mesela akıllı telefonların yaygın olmadığı ve teknolojinin farklı biçimlerde evlerimize girdiği dönemleri düşünelim. Mardin’den Bursa’ya, kadınların en yeni çamaşır ve bulaşık makinelerini her programındaki her detayıyla ne kadar iyi kullandığını hatırlayın.
Lisedeyken, annemin yeni aldığı fırında neyi hangi programla veya farklı ayarlarla pişireceğini çok iyi bildiğini ve fırını ne kadar iyi kullandığını hala hatırlarım. Etli yemek, börek ya da baklavanın o fırında 3 farklı ayarda pişirilebildiğini öğrendiğimde, “biraz da böreğin üstünü çıtır yapalım şu programla” diye başlayan cümlelerini hatırlıyorum.
Oysa çoğu evde bunlar evin erkeği için bambaşka bir dünyadan, farklı bir evrenden gelmiş detaylar gibiydi.
Siz farkında olsanız da olmasanız da zaten uzun zamandır sizin adınıza bu kararları kadınlar veriyor. O zaman daha güzel bir teknolojik geleceği tasarlama yolunda, neden işe onları daha fazla dahil etmiyoruz?
Güzel olacak, göreceksiniz.