2020 yılında, Y ve Z kuşaklarının dijital bireyleri, tüm dünyada kurumsal iş gücünün yaklaşık olarak yarısını oluşturacaklar. Bu, kullanıcıların tüketici teknolojisi deneyimlerinin şekillendirdiği kullanıcı beklentileri ile kurumsal BT ortamı arasındaki uçurumun BT organizasyonları tarafından kapatılması gerektiği anlamına geliyor. Citrix’e göre, çalışma ortamları artık esnek, kullanıcı dostu, güvenli ve ihtiyaçlara uyum sağlayabilecek nitelikte olmalı.
Hâlen üretimi işçilerin üretim hatlarının yanında ayakta durduğu, ürünleri elle ürettiği bir yer olarak düşünme eğilimindeyiz. Gerçek hayatta ise, modern üretim tesisleri çok daha farklı görünüyor: Çalışanlar ve robotlar yan yana çalışıyor ve yakında, Yapay Zekâ tarafından yönetilen robotlar gerçek zamanlı olarak iş birliği yapmalarına bile olanak sağlayacak. Çalışanlar, üretim süreçlerini tesis içinde PC, dizüstü bilgisayar veya tablet kullanarak denetliyor ve bakım, güncellemeler ve idari görevler uzaktan yapılabiliyor. Makineler ve aynı zamanda üretilen ürünler için uygulamalar yazılması, hızla çevik bir üretim sürecinin standart bir parçası haline geliyor ve küresel ölçekte dağılmış ekipler tarafından çevrimiçi olarak gerçekleştiriliyor. Tüm sektörlerdeki pek çok kuruluşta, çalışmanın geleceği bu şekilde şekillenecek.
Citrix’e göre; dijital devrim, çalışma ortamımızı çok daha esnek, çevik, dinamik ve kullanıcı dostu bir geleceğe taşıdı. Çalışmanın küçük ofis bölmesi gibi belirli bir lokasyon ile sınırlı olduğu ve “9’dan 5’e” zaman aralığına ya da belirli bir aygıt kurulumuna bağımlı olduğu günler geride kaldı.
Örneğin, Tokyo Belediyesi, 2017 yılında uzaktan çalışmayı teşvik edecek bir girişim başlattı. Asya’da ve dünyanın her yanında şehirler giderek büyürken, esnek çalışma da şehir trafiğindeki sıkışıklığın önlenmesi için giderek daha kritik hale gelmeye devam edecek. Bu ülkelerde, çoğu yüksek düzeyde becerilere sahip, olağanüstü geniş bir genç çalışan havuzu bulunuyor. Bu genç profesyoneller, modern teknoloji konusunda çok bilgililer ve 2020 yılında, Y ve Z kuşaklarının bu dijital bireyleri, tüm dünyada kurumsal iş gücünün yaklaşık olarak yarısını oluşturacaklar. Dijital teknolojiye dayalı çalışma tarzlarını, onları işe alan kuruluşlara getirecekler. Bu, kullanıcıların tüketici teknolojisi deneyimlerinin şekillendirdiği kullanıcı beklentileri ile kurumsal BT ortamı arasındaki uçurumun BT organizasyonları tarafından kapatılması gerektiği anlamına geliyor. Çalışma ortamlarının esnek, kullanıcı dostu, güvenli ve ihtiyaçlarımıza uyum sağlayabilecek nitelikte olması gerekiyor.
İşte bu nedenle, ileri görüşlü kuruluşlar, akıllı çalışma alanlarını devreye alıyor, tüketici teknolojisinin esnekliğini ve kullanım kolaylığını kurumsal BT dünyasına getiriyor. Bu, kullanıcıların bireysel çalışma tarzlarına uyum sağlama, istedikleri yerde, istedikleri zaman çalışmalarına izin verme yeteneğini sağlıyor ve tek oturum açma ile gücünü makine öğreniminden alan güvenlik izleme sayesinde uzaktan güvenli erişim sunuyor. Aşırı bilgi yükünü ve rutin bir görevi yerine getirmek için çok sayıda uygulamayı tıklama gereksinimini ortadan kaldıran mikro uygulamalar sayesinde iş akışı verimliliğini artırıyor, rutin iş akışlarını hızlandırıyor ve çalışanların zaman alan ve sınırları alt üst eden rutinlere harcayacakları zamanı serbest bırakmasına imkân tanıyor. Son olarak, akıllı çalışma alanları, tüketici tarzı kullanım kolaylığı sunuyor, son kullanıcıların sezgisel ve en önemlisi de verimli bir biçimde çalışmasına olanak sağlıyor.
Citrix’e göre; akıllı çalışma alanları, kullanıcı beklentileri ile kurumsal BT arasındaki bu uçurumu kapatmak üzere tasarlandı, kullanıcıların beklediği son teknoloji ürünü deneyimi yaratıyor ve kullanıcılara bugüne kadar olduğundan çok daha üretken olma olanağını sunuyor.