Türk savunma sektörünün inovasyon merkezi Teknopark İstanbul’da 300’ü aşkın yerli ve yabancı yüksek teknoloji şirketi yer alıyor. 5.000 kişilik istihdamın sağlandığı teknoparkta 2018’de 24 milyon dolara yakın teknoloji ihracatı gerçekleştirildi.
2013 yılının Aralık ayında kurulan ve geçtiğimiz 5 yılda 98 milyon doları aşkın ihracat yapan, konumlandığı geniş arazi ve barındırdığı nitelikli şirketler dolayısıyla cazibe merkezi olan ve her geçen gün büyüyen Teknopark İstanbul’da 3. Etap binalarının temeli atıldı. Temeli atılan yapıların; 2019 yılının sonunda betonarme imalatlarının, 2020 yılı sonunda ise tüm inşaat faaliyetlerinin tamamlanması planlanıyor. Bu büyük yatırımı değerlendiren Teknopark İstanbul Genel Müdürü Bilal Topçu, Teknopark İstanbul hakkında şunları kaydediyor: “Teknoparkımızda yüksek teknoloji geliştirmeleri hayata geçiriliyor. Altay Tankı, Anka İHA, Atak Helikopteri ve özellikle denizcilik sektöründe Milgem Korvet, LHD Amfibi Hücum Gemisi gibi savunma sanayiinin önde gelen Ar-Ge projeleriyle ülkemizin milli teknoloji hamlesine büyük katkılar sunmaktan gurur duyuyoruz. Yine gururla söylemek isterim ki burada özellikle savunma sanayii alanında geliştirilen projeler dünyaya ihraç ediliyor.”
Teknopark İstanbul, Türkiye’nin başta savunma sanayii olmak üzere havacılık/uzay, denizcilik, enerji, sağlık bilimleri gibi kritik alanlarında yüksek teknoloji geliştirmeleri yapan 300’ü aşkın şirkete ev sahipliği yapıyor. 2018 yılında 24 milyon dolara yakın teknoloji ihracatına imza atılan ve 5.000 kişilik istihdam sağlayan teknoparkta 1500’ü aşkın milli proje üzerinde çalışmalar sürüyor. Daha çok şirkete destek vermek ve Türkiye’nin milli teknoloji hamlesine katkı sunmak üzere büyümeye devam eden Teknopark İstanbul’un 3. Etap binalarının temeli atıldı.28 bin 566 metrekarelik büyük bir arazi üzerine konumlanan projenin inşaat alanı 113 bin m2 kapalı alandan oluşuyor. Teknopark İstanbul’da bu yapıların da tamamlanmasının ardından yaklaşık 9.000 kişilik bir istihdam hedefleniyor. 2013 yılının Aralık ayında kurulan ve geçtiğimiz 5 yılda 98 milyon doları aşkın ihracat yapan Teknopark İstanbul; İstanbul ve çevresindeki üniversitelerin araştırma kabiliyetlerini, nitelikli işgücünü ve bölge sanayisinin tecrübesini özellikle savunma sanayine entegre ediyor.
2019 yılının ekonomik olarak zor bir yıl olmasına rağmen hızla büyüdüklerinin ve daha fazla şirketi bünyelerine kattıklarının altını çizen Teknopark İstanbul Genel Müdürü Bilal Topçu tören konuşmasını şöyle sürdürdü: “110.000 metrekarelik, üçüncü etap inşaatlarımızın yaklaşık 32.000 metrekarelik A bloğumuzun (ki bunun 10.000 metrekarelik alanını da kuluçka merkezi olarak planladık) temelini attık. Bu projede emeği geçen tüm teknik ekibe teşekkür ediyorum. Biz o kadar hız kesmeden devam ediyoruz ki sağ olsun burada bizimle çalışan şirketler de bu hızı bizimle paylaştılar. Binaları tam anlamıyla dört dörtlük bir hizmet verecek şekilde planlıyoruz. Umuyoruz ki Türkiye’nin en iyi Kuluçka Merkezi’ni Teknopark İstanbul’da hayata geçiririz. Arkadaşlarımız bunun için emek gösteriyorlar. Bu yatırımın hem teknoparkımız hem de ülkemiz için hayırlı olmasını diliyorum.”
Binaların Çevre Dostu ve Enerji Tasarruflu Olmasına Dikkat Ediliyor
Teknopark İstanbul’da 3. Etap kapsamındaki binalar LEED Gold sertifikasına uygun olarak inşa ediliyor.Bu sertifikaya uygun olarak çevre dostu ve enerji tasarrufu sağlayacak şekilde tasarlanan 3. Etap yapı bloklarının her biri enerji üretimi, atık suların tekrar kullanımı ve yağmur sularının geri kazanımı hususlarında kendi kendine yetecek şekilde tasarlanıyor.
3. Etap yapıların inşaat süreçlerinde iş akışının sürekliliğinin sağlandığı, güncel ve çağdaş uygulamaları ön planda tutan “Yalın İnşaat” kavramı benimseniyor. Ayrıca 3. Etap yapıların inşaat süreçlerinin yönetimi en yüksek iş değerini etkin zamanlama ile elde etmeyi amaçlayan “Çevik Proje Yönetimi” yaklaşımı ile gerçekleştiriliyor.
Yeni yapıların kullanım döneminde “Model Tabanlı Tesis İşletme” yapılması hedefleniyor. Bu hedef doğrultusunda tasarım süreçleri BIM (Yapı Bilgi Modellemesi) platformunda tamamlandı. Konvansiyonel tasarım yöntemlerinden farklı olarak BIM platformunda tasarlanan yapılarda; tasarım ve inşaat süreçlerinde ortaya çıkan bilginin kullanım/işletme dönemine aktarılması veri kaybı olmadan sağlanabiliyor.