İçinde bulunduğumuz yıl zor bir yıl olsa da Ar-Ge yatırımlarına devam eden Metric, hedeflerini tutturdu ve rotasını da 2017 yılına çevirdi.
Analitik uygulamalar ve iş zekâsı konularındaki uzmanlığını ile kurumların iş süreçlerini geliştiren çözümler sunan Metric, hem bölgede hem de ülkemizde krizlerle geçen 2016 yılını başarıyla kapatmaya hazırlanıyor. Odağındaki Ar-Ge yatırımlarını artırarak 2017’de de büyümeyi hedefleyen şirketin vizyonu hakkındaki sorularımızı Metric Genel Müdürü Gökhan Arıksoy yanıtladı.
Enterprise Next: Metric özelinde konuşacak olursak uzmanlık alan ve sektörleriniz hangileridir?
Gökhan Arıksoy: 2007 yılında kuruluşumuzdan bugüne, büyük veri ve iş analitikleri konularındaki uzmanlığımızı iş süreçleri deneyimiyle birleştirerek kuruluşların ihtiyaçlarına özel çözümler geliştiriyoruz. Bu kapsamda; konularında uzman danışman ekibimizle müşterilerimize danışmanlık hizmetleri, teknik destek ve bakım hizmetleri, dış kaynak kullanımı gibi konularda yardımcı olmaktayız. Büyük veri ve iş analitiği ürünlerine yönelik danışmanlığımızın yanı sıra sektörel bazda verdiğimiz danışmanlık hizmetleriyle müşterilerimiz için katma değer yaratan projeler üretiyoruz.
İş analitikleri ve büyük veri konusunun farklı konu başlıkları bulunuyor. Fakat en temel başlığın iş zekâsı ve raporlama konusu olduğunu söyleyebiliriz. Raporlama; bugün telekomünikasyon, bankacılık, sigortacılık hayat ve emeklilik, hızlı tüketim ve perakende, üretim, hizmet, kamu sektörlerinin özetle her sektörün ihtiyacı olan bir konu. Çünkü doğru kararı verebilmek için bilgileri ve veriyi doğru şekilde analiz ederek sezgisel değil analitik çözümler üretmek gerekiyor.
İş zekâsının ve raporlamanın dışında, Kurumsal Performans Yönetimi başlığı altında Bütçe Planlama ve Finansal Konsolidasyon çözümleri de sunmaktayız. Bu konuda Türkiye’de ilk, dünyada ise ilklerden biri olan bellek içi bütçe planlama ve finansal konsolidasyon projelerinden biri bizim tarafımızdan hayata geçirilmiştir.
Ayrıca 2013 yılında kendi Ar-Ge yatırımımızı yapmaya karar verdik. Çünkü “İş zekâsı – iş analitikleri konusu yıllar içinde gelişirken hangi çözümün ne eksiği var? Pazarda hangi ihtiyaçlar karşılanmamış? Hangi ilave çözümleri sağlarsak ne tür avantajlar elde edebiliriz?” gibi sorularının yanıtlarını ciddi şekilde görüyorduk. 2013 yılında Ar-Ge çalışmalarımıza 2 TÜBİTAK projesiyle başladık. Bunun birinci versiyonlarını o yılın sonunda tamamladık. 2014 yılında bunların ikinci fazlarına başladık ve Ar-Ge merkezi sertifikamızı aldık. O yıldan beri de Ar-Ge merkezi olarak çalışıyoruz. Gerçek anlamda Ar-Ge yapıyoruz. Burada üretmiş olduğumuz 2 yazılım ürününün ikisi de son kullanıcı ile buluştu.
Bir tanesi Turkcell, Vodafone, HSBC, Yapı Kredi Bankası ve Ford tarafından kullanılıyor. Diğeri ise British American Tobacco ve AvivaSA tarafından kullanılıyor. Dolayısı ile her ikisi de ürün haline geldi ve gitgide de pazarda kendine daha fazla yer buluyor.
Enterprise Next: Metric için 2016 nasıl geçiyor, 2017 hedefleri neler?
Gökhan Arıksoy: Bu yıl ülkemiz ve bölgemiz için zor bir yıl olsa da 2016 yılı hedeflerimizde ciddi bir sapma olmadı. Lisans gelirlerimiz genel büyümeye paralel giderken danışmanlık ve destek hizmetlerinden elde ettiğimiz gelirler son 3 yılda 3 kat büyüdü. Müşterilerimiz hala yatırımlarını yapmaya devam ediyor. Çünkü şirketler açısında iş analitikleri, “Bunu yapmayayım” diyeceğiniz türden bir faaliyet değil. Sürekli analiz etmeniz lazım, sürekli yaptığınız analizlerden yeni ve doğru kararlar üretmeniz lazım. Bir belirsizlik ortamı olsa bile o belirsizliği sizi nasıl etkilediğini tahmin edebilmeniz lazım. Bu nedenle kurulduğumuz 2007 yılından bu yana yıllık yaklaşık yüzde 40 büyüme oranı ile yolumuza güçlü şekilde devam ediyoruz. Bu büyüme oranını önümüzdeki yıllarda yeni ürünler, yeni pazarlar ve kendi Ar-Ge ürünlerimizle daha da artırmayı hedefliyoruz. Özellikle yurtdışı pazarlara giriş ve büyüme için bazı küresel firmalarla iş ortaklıkları yapmayı planlıyoruz. Ayrıca Metric olarak Ar-Ge konusuna kesinlikle önem veriyoruz. Bu yöndeki yatırımlarımız kısa ve uzun vadede devam edecek.
Enterprise Next: 2016’da öne çıkan en önemli projeleriniz hangisiydi?
Gökhan Arıksoy: 2016 yılında öne çıkan bazı projelerimiz hakkında bilgi vermek gerekirse; Şişecam, CarrefourSA, Aromsa, Tadım, Hayat Holding, Zer, Garanti Filo, AGT, Zorlu Gayrimenkul, Flokser, Esan, Defacto, Zurich Sigorta, Ziraat Bankası, BAT Romanya, Eti Romanya, Azercell, Vodafone Kıbrıs gibi Türkiye’nin ve içinde bulunduğumuz bölgenin önde gelen kurumsal şirketleri ile birlikte bütçe planlama ve konsolidasyon, kurumsal performans yönetimi, bellek içi veri ambarı, veri sahipliği ve ana veri yönetimi, iş zekası ve raporlama gibi çeşitli iş analitikleri konularında birçok ortak projeye imza attığımızı söyleyebilirim.
Yıl içerisinde yapılan SAP Forum, SAP Perakende Zirvesi, Management Events 600Minutes HR gibi etkinliklere de katılarak büyük veri ve iş analitikleri konularındaki uzmanlığımız ile kurumları iş süreçleri konusunda bilgilendirmeye devam ettik.
Enterprise Next: Bu projelerin devamı için neler söylersiniz?
Gökhan Arıksoy: Bugün “Büyük veri” dediğimiz veri, aslında henüz başlangıç aşamasında. Gelecekte bugünkü verilerin çok ufak kalacağı olağanüstü boyutlarda gerçek büyük verilere maruz kalacağız. Önümüzdeki yıllarda insan-makine arasındaki makasın daha da daralacağını tahmin ediyoruz. İnsan ve makineler birbirleri ile iletişimde yeni yollar bulacak. Tüm bu gelişmelerin temelinde ise bu boyuttaki verilerin doğru şekilde ve hızda analiz edilmesi etkin rol oynayacak. Özellikle prediktif ve preskriptif analiz çok daha fazla önem kazanacak. Bu tür analizlere daha fazla odaklanmanın dışında, gelecekte şirketlerin karar verme ve strateji geliştirme süreçlerini önemli ölçüde iyileştiren teknolojilere, daha fazla yatırım yapacaklarını da düşünüyoruz. Ayrıca mobil iş analitikleri ve işe/işletmeye özel araçlar da gelecek yıllarda daha fazla kullanılacak.
Yine bugün için değişimin bizleri getirdiği bir diğer nokta ise nesnelerin internetinin itici güç olduğu bulut sistemleri ve bu sistem üzerindeki verilerin yönetimi. Bu sistemlerin güvenliği de artık her zamankinden daha önemli hale geliyor. Bulut içerisindeki verilerini en iyi şekilde korumayı başaran ve bu verileri en iyi şekilde yönetmeyi başaran şirketler, gelecekte yaşanacak değişimde avantaj elde edecek şirketler olacaktır. Yazılım sektöründeki rekabet durumunu da göz önünde bulundurursak, şirketlerin bu yöndeki ihtiyaçlarını ön plana alan yazılımların daha fazla ilgi göreceği kanaatindeyim. Tüm bu değişimler içerisinde, Türkiye’nin Avrupa, Asya, Afrika kıtalarının geçiş noktasında olmasının sunduğu avantajı da kullanarak gelecek hedeflerimize çok daha kolay ulaşacağımıza inanıyoruz.