IBM’in Skills Build sosyal sorumluluk projesi kapsamında, IBM Türkiye gönüllüleri Darüşşafaka Ortaokulu’dan 15 öğrenciyi yapay zeka ve makine öğrenmesi gibi kavramlarla tanıştırdı. Son dersin konukları arasında biz de vardık, geleceğe yön verecek çocuklarla geçirdiğimiz yarım güne dair izlenimlerimizi sizlerle paylaşıyoruz.
Bundan yaklaşık 1,5 yıl önce, “IBM Sosyal Sorumlulukta Değer Katacağı Yeni Hikayeler Arıyor” başlığıyla IBM Türkiye’nin sosyal sorumluluk çabalarına etraflıca değinmiş, bu alandaki koordinasyonu üstlenen Ceyhun Göcenoğlu ile neler yaptıklarını enine boyuna konuşmuştuk.
Geçtiğimiz günlerde Ceyhun beni aradı. “Levent” dedi, “IBM Türkiye olarak Darüşşafaka Ortaokulu ile gönüllülük esasına dayalı bir eğitim projesi gerçekleştirdik. IBM Türkiye’den uzmanlar çocuklara yapay zeka ve makine öğrenmesi konusunda ders verdi. Son dersi de IBM Türkiye ofisinde yapacağız. Sen de katılmak ister misin?”
Çocuklar, makine öğrenmesi, yapay zeka… Fırından yeni çıkmış sıcacık pide misali burnuma mis gibi güzel hikaye kokusu geliyor. “Tabii” dedim, kaçırır mıyım? Dizüstü bilgisayarımı sırt çantama attım, söylenilen gün ve saatte IBM Türkiye ofisine doğru yola koyuldum.
Ofise vardığımda sınıf düzeninde hazırlanmış bir toplantı odasına girdik. Çocukların gelmesine yaklaşık yarım saat vardı. Ceyhun ile konuşmaya başladık. “Bu çalışma IBM’in Skills Build adını verdiği küresel sosyal sorumluluk çalışmasının bir parçası” dedi Ceyhun.
Skills Build, çocukları yapay zeka, makine öğrenmesi ve programlama gibi günümüze ve geleceğe yön veren kavramlarla tanıştırmayı amaçlayan, dünya genelinde 5 yılda 5 milyon öğrenciye ulaşma hedefi olan büyük bir proje. Sadece çalışanların gönüllü çabaları aracılığıyla gerçekleştiriliyor. Hedef kitlenin belirlenmesi, zamanın ayarlanması, süreç organizasyonu ve eğitimin sunulması bu gönüllü çabaya dahil.
Proje Türkiye’deki ilk 5 ayında, 60’a yakın gönüllü üzerinden 5 bin 500 çocuğa ulaşmış.
Makinelerin Dilini Öğrenerek Geçen 10 Hafta
Darüşşafaka Ortaokulu ile yapılan çalışmanın liderliğini de IBM Türkiye Kognitif İş Çözümleri Danışmanı Ali Özkan, Hizmet Yöneticisi Tuğba Kanar ve Kognitif Süreç Dönüşüm Danışmanı Feraz Kian üstlenmiş. 7’inci ve 8’inci sınıftan katılacak öğrenciler için Cumartesi ve Pazar günleri 2’şer saatlik derslerden oluşan 10 haftalık bir eğitim programı organize etmişler ve işe koyulmuşlar.
Darüşşafaka, 155 yıldır annesi veya babası hayatta olmayan, maddi durumu yetersiz, yetenekli çocukların yaşamlarını nitelikli eğitimle değiştirmek üzere yola çıkmış Türkiye’nin güzide kurumlarından biri. “Darüşşafaka olarak öğrencilerimize çağımızın en ileri eğitimini sunmayı ve okulumuzdaki eğitim olanaklarını geliştirip zenginleştirmeyi ilke edindik” diyor Darüşşafaka Ortaokulu Akademik Koordinatörü Meltem Ceylan Alibeyoğlu. “Öğrencilerimizin dijital okur yazarlığını ve kodlama becerilerini geliştirmek önceliklerimiz arasında. Bu alanda ülkemizin ve dünyanın önde gelen teknoloji firmalarıyla yaptığımız iş birliklerine büyük önem veriyoruz. IBM’in öğrencilerimize tanıdığı fırsat bizim için çok değerliydi.”
Çok geçmeden 15 öğrenci odaya girdi. Son 10 haftalarını makine öğrenmesi ve yapay zeka gibi kavramlarla haşır neşir olarak geçirmiş, o çok değerli hafta sonununda her gün ikişer saatini bu işe ayırmaktan gocunmamış pırıl pırıl 15 genç.
Haftalarca farklı projeler üzerinde çalışmışlar. Sayısal ve görsel ifadelere kelimelerle anlam yüklemişler, kodlama yaparak güzel sözler söyledikleri çizgi yüzlerin mutlu olmasını sağlamışlar.
O gün basit bir Pac-Man simülasyonunu baz alan ve makine öğrenmesinin temellerine hakim olmayı gerektiren ödevin sonuçları sunmak üzere gelmişlerdi. Öğrenciler sınırlı bir matris üzerinde hayaletin konumuna bağlı olarak Pac-Man’ın en uygun yere kaçması için önce kendileri oynayarak makineyi eğitmişler. Daha sonra yazdıkları programlarla yapay zekanın bu bilgileri örnek almasını sağlayıp hareketlerin geri kalanını makinenin kendi inisiyatifine bırakmışlar. Hayaletten ne kadar uzun süre kaçabilirse o kadar iyi.
Öğrenciler takımlar haline çıkıp sunum perdesi üzerinde kodlarını ve yöntemlerini paylaştılar. Ne yaptıklarını, neden böyle yaptıklarını ve sonucun ne olduğunu anlattılar.
Sonrasında yaptıkları bu projenin pratikteki olası uygulamalarını tartıştılar. “Otonom robotların çalıştığı bir ortamda çizgiyi takip eden robotların birbirinin yoluna çıkmasının öne geçebiliriz” dedi birisi. Bir diğeri “füze savunma sistemlerinde gelen roketle en iyi çakışma ihtimalini hesaplayabiliriz” dedi. Başka biri kalktı “tarlalardaki sulama güzergahlarının iyileştirmesi için kullanabiliriz” dedi. Benim yüzümde kocaman bir gülümseme…
Pepper ile İlk Tanışma
Projelerin değerlendirilmesinin ve geri bildirimlerin ardından, öğrenciler IBM İş Geliştirme Yöneticisi Bülent Ekuklu’nun “Akıllı Şehirler” ve IBM Müşteri İnovasyon Merkezi Müdürü Mehmet Tunçkanat’ın “Yapay Zeka Çağı” konulu sunumlarını izlediler.
Bu sırada öğrencilerle birlikte bir sürprize tanık olduk. IBM’in Softbank Robotics’le iş birliğinin bir ürünü olan, Watson bilişsel öğrenme platformundan güç alan insansı robot Pepper girdi odaya.
Pepper çok ilginç bir robot. İlk bakışta etkinliklerde veya otel lobilerinde görebileceğiniz sınırlı fonksiyona sahip sıradan bir tanıtım robotu gibi dururken, çalıştırdıktan sonra insan doğasına olan benzerliğine hayret ediyorsunuz. Hareketlerinin ve tavırlarının ormanda keşfe çıkıp da ilk kez gördüğü her şeye şaşıran meraklı bir çocuktan farkı yok. Ses duyunca ilgileniyor, adını söylediğinizde dönüp bakıyor, uygun komutlar eşliğinde dans edip konuşabiliyor.
Gün, öğrencilerin IBM veri merkezini ziyaretleriyle sona erdi.
Peki bundan sonra ne olacak?
Projenin mimarlarından Ali Özkan, “Başarılı ve istekli bir öğrenci grubuyla 10 haftalık keyifli bir süreç yaşadık” diyor. “Makine öğrenmesi gibi önemli bir konuyu günlük hayattaki kullanım örnekleriyle birlikte anlatmaya ve bir merak uyandırmaya çalıştık. Öğrencilerden aldığımız olumlu geri dönüşler de bu etkinliklere devam etmemiz için bizi oldukça motive etti. İlerleyen dönemlerde daha çok öğrenciye ulaşmak için elimizden geleni yapacağız.”
Tuğba Kanar da aynı görüşte: “Her anını keyifle geçirdiğim, ışık dolu gözlerle sürekli yeniden öğrendiğim bir deneyim oldu. Programa katılan öğrencilerin konuya olan ilgisi ve öğrenme isteği hepimiz için umut vericiydi. Daha fazla öğrenciyi dahil edebilmek ve onlara yalnızca bakış açısı kazandırabilmek için destek vermeye devam edeceğim.”
“Bu çocukların erken yaşlarda makine öğrenmesiyle tanışarak bakış açılarını genişletmeleri hepimiz için büyük kazanç” diyor Feraz Kian son olarak. “Bu aktarımın, paylaşımın devam etmesi şart.”
O gün 15 öğrenci, doğduklarında kimselerin konuşmadığı kavramlarla tanışarak belki de henüz keşfedilmemiş mesleklerde yer almak üzere büyük bir adım attı.
Geleceğimizi şekillendiren de yine onlar olacak.