Otomotiv yedek parça ve aftermarket sektörü, 2026’ya doğru klasik iş yapış modellerinden uzaklaşarak dijitalleşme, sürdürülebilirlik ve yapay zekâ destekli tedarik yönetimi ekseninde köklü bir dönüşüme hazırlanıyor.
Motor Aşin CEO’su Saim Aşçı’ya göre otomotiv sektörü artık sadece üretim ve stok yönetimiyle değil; veri, yazılım, karbon ölçümü ve çevik tedarik kabiliyetiyle rekabet ediyor. “İçten yanmalı motor merkezli tedarik zincirleri yerini daha hibrit, modüler ve yazılım-yoğun bir üretim ekosistemine bırakıyor. Artık parça tek başına ürün değil; parça + hizmet + veri üçgeni yeni rekabet alanını oluşturuyor” diyen Saim Aşçı, güç elektroniği, batarya kimyaları ve yazılım tabanlı çözümlerin belirleyici rol üstleneceğini vurguladı.
“Yetkinlik, stoktan yazılıma kayıyor”
2026’yı bir “kırılma yılı” olarak tanımlayan Aşçı, “Makine ve donanım merkezli şirketlerin gücüne yazılım katmanı eklendikçe, tedarik zincirinin yönetişimi de daha kurumsal ve ölçülebilir bir yapıya dönüşüyor. Yapay zekâ destekli satın alma kararları, karbon ayak izinin ölçümlenmesi, sürdürülebilir lojistik rotaları ve mobilite ihtiyaçlarını karşılayabilecek çeviklik artık bir tercih değil zorunluluk” ifadelerini kullandı.
Küresel satın alma birliklerinin güçlenmesinin, özel markalı ürünlerin (private label) yaygınlaşmasının ve distribütörlerin ölçek ekonomisiyle maliyet avantajı yakalamasının da 2026’nın ana eğilimleri arasında olacağına dikkat çeken Aşçı, geleneksel aftermarket pazarının da elektrikli araçların servis ihtiyaçları doğrultusunda yeniden şekilleneceğini söyledi.
“2026 stratejimizi üç sütun üzerine kurduk”
Motor Aşin’in 2026 stratejisini üç ana başlık altında topladıklarını belirten Saim Aşçı, şunları söyledi:
“Birincisi küresel satın alma konsorsiyumlarıyla tedarik gücümüzü ölçeklemek. TEMOT International Trade Group ve TATCOM gibi yapılar üzerinden uluslararası satın alma ağımızı daha etkin kullanacağız. İkincisi sürdürülebilir ve nötr karbon hedefli bir supply chain tasarımı. Üçüncüsü ise özel markalı ürün portföyümüzü güçlendirmek. Uluslararası ölçekte rekabet edebilecek, yalın ve güçlü marka isimleriyle private label alanında yeni bir büyüme ekseni oluşturacağız.”
Öte yandan Motor Aşin, toplam 40 bin metrekareye yaklaşan depo alanını akıllı RF ve barkod sistemleriyle (WMS) daha verimli kullanmayı hedeflerken, ERP entegrasyonuyla satıştan satın almaya, lojistikten ihracata kadar tüm süreçlerde uçtan uca şeffaflık sağlamayı amaçlıyor.
“Elektrikli araçlar servise olan ihtiyacı azaltmayacak, dönüştürecek”
Elektrikli araç dönüşümünün servis ve yedek parça ihtiyacını ortadan kaldıracağı yönündeki algının doğru olmadığını vurgulayan Aşçı, “Aksine yeni bir servis ve parça yetkinliği doğuyor. Batarya, inverter, şarj kontrol üniteleri ve güç elektroniği gibi daha yazılım merkezli alanlarda servis ihtiyacı artacak. Bu dönüşüm, aftermarket sektörü için yeni fırsatlar barındırıyor” dedi.
Dijitalleşme ve sürdürülebilirliği birlikte ele aldıklarını belirten Aşçı, “Distribütör olarak rolümüz yalnızca parça sunmak değil; parçayı en az karbonla, en kısa rotayla, en şeffaf veri akışıyla müşteriye ulaştırmak” diye konuştu.
2026’nın fırsatları kadar riskleri de yüksek
Aşçı’ya göre 2026’da sektör açısından en büyük fırsat; satın alma gücünü konsolide ederek maliyet avantajı sağlamak, özel markalarla global oyunculara rakip olabilmek ve ERP’ye bütünleşmiş fintech çözümleriyle finansmanı daha esnek hale getirmek olacak. Buna karşın dalgalanan döviz kurları, lojistik maliyet enflasyonu, jeopolitik riskler ve dijital dönüşüme ayak uyduramayan şirketlerin karar çevikliğini kaybetmesi en önemli risk başlıkları arasında yer alıyor. “Yapay zekâ güdümlü satın alma kararları için kaliteli ve kirlenmemiş veri setleri olmazsa olmaz. Veriyi doğru kurgulayamayan şirketler, 2026’da pazar baskısını daha sert hissedecek” diyen Aşçı, ERP entegrasyonunun artık rekabetin temel koşulu haline geldiğini vurguladı.
Yeni iş birlikleri ve yatırımlar yolda
Motor Aşin’in 2026 yatırım ve iş birliği planlarının da netleştiğini ifade eden Aşçı, global markalarla tedarik ve satın alma diyaloglarını güçlendirdiklerini ve küresel tedarikçilerle portföy genişlettiklerini açıkladı. Şirket içinde kurulan Aşın Akademi ile de kurumsal yetkinlik ve yönetim eğitimlerine hız verdiklerini söyledi:
“Depo otomasyonunu güçlendirmek, ERP üzerindeki mikro-servis entegrasyonlarını tamamlamak ve private label ürün ambalajlarını uluslararası standartlara taşımak ana yatırım başlıklarımız arasında yer alıyor. 2026’yı doğru veri, doğru iş birlikleri ve doğru yönetişimle sürdürülebilir büyümenin yılı olarak görüyoruz.”



