4C1H, 2022’e çalışan deneyimi alanına damga vuracak trendleri açıkladı. Buna göre liderlik, katılım & çeşitlilik, zindelik, işveren markası ve dijital İK alanlarına şirketlerin yönelimi artarak devam edecek.
Önde gelen şirketlere çalışan deneyimi alanında danışmanlık hizmeti sunan 4C1H, 2022 yılının çalışan deneyimi trendlerini açıkladı. Buna göre çalışanlarına iyimserlik, umut, direnç ve öz saygı aşılayan liderlere olan ihtiyaç giderek artarken; pandeminin etkisiyle zindelik (wellbeing) konusu da şirketlerin gündemindeki yerini koruyacak. Bir süredir kurumların öncelik verdikleri katılım ve çeşitlilik başlığında çok yönlü düşünme ihtiyacı artarken; şirketlerin, dijitalleşme ve işveren markası alanlarına yatırımları da artarak devam edecek.
4C1H Kurucusu ve Kültür Tasarımcısı Pınar Yarar, pandemiyle birlikte artan belirsizlik sürecinde şirketler için en önemli değerin Psikolojik Sermaye haline geldiğini belirterek şu açıklamada bulundu:
“Holistik (Bütünsel) Çalışan Deneyimi felsefesi ile çalışanın şirketin iş ilanını gördüğü ilk andan, bir gün ayrılmaya karar verip gittiği ana kadarki tüm yolculuğu boyunca kendisinin dinlendiği, anlaşıldığı, destek gördüğü daha anlayışlı, şefkatli ve daha insani deneyimlere sahip bir döneme, olabilecek en hızlı şekilde girdik. Gelişim odaklı, değişime açık şirketlerin çalışanlarının da zinde, teknoloji devrini yakalamış, kapsayıcı, çeşitliliği sahiplenen, anlam bulan kişilerden oluşması birincil öncelik. Her sene düzenli olarak araştırarak çıktılarını paylaştığımız ‘Çalışan Deneyimi Trend Raporu’nu da 2022’ye özel olarak, işte bu düşünceler ve veriler ışığında oluşturduk. Birçok kuşağın bir arada çalıştığı, teknolojinin zirveye yerleştiği, insanların anlamaya ve anlamlandırmaya ihtiyaç duyduğu günümüzde çalışan deneyimi alanına damgasını vuracak en önemli 5 trendi listeledik.”
4C1H tarafından 2022 yılı için çalışan deneyimi alanında öngörülen 5 trend şunlar olacak:
Umut, İyimserlik, Direnç ve Öz Saygı Aşılayan Liderler Zamanı
4C1H raporuna göre parmak sallayan yöneticilerinin devrinin geçmesiyle, insanı anlayan ve onu güçlendiren liderlerin devri başladı. Pandeminin etkisiyle artan uzaktan ya da hibrit çalışma düzeni beraberinde, işlerin yolunda gitmeyebileceğini de anlayan ve çalışanının bu konudaki endişelerini silebilen yöneticilere yönelik ihtiyacı artırdı. Z kuşağının beklediği lider modelinde şeffaf iletişim kurma, güvenilirlik aşılama, kendi kaygılarını da dile getirme vasıfları dikkat çekiyor. Raporda her çalışanın, içindeki kahramanı ortaya çıkarmak için onlara umut, iyimserlik, direnç ve öz saygı aşılayan liderlerin, hem bugünün hem geleceğin baş rolü olmaya aday olduğu belirtiliyor.
Yapay zeka ile önyargılar devre dışı kalıyor
Farklı yaş, etnik köken, cinsel yönelim gibi çeşitli çalışan profillerinin yer aldığı şirketlerin, finansal açıdan daha iyi performans gösterdiği bugün bilinen gerçeklerden. Bu çeşitliliği sağlamak içinse işe alım süreçlerine ve bu nedenle de İnsan Kaynakları (İK) ekiplerine büyük görevler düşüyor. 4C1H raporuna göre çeşitliliği önyargılardan uzak bir şekilde sağlayabilmek için yapay zeka teknolojisinin kullanımı daha çok artacak. Randstad’ın yayımladığı bir rapora göre şirketlerin yüzde 17’si bu teknolojiyi kullanmaya başlarken, yüzde 30’u da 2022 boyunca kullanacağını taahhüt ediyor.
Çeşitliliğin en önemli anahtarlarından biri de, daha önce tarih boyunca hiç görülmemiş şekilde, çok yakında Z kuşağının dahil olmasıyla 4 farklı kuşağın iş hayatı sahnesinde yerini alacak ve bu kişilerin bir takım olarak çalışmaya başlayacak olması. Bu nedenle, İK ekiplerinin çeşitlilik ve katılım politikasını oluştururken çok yönlü düşünmesi artık bir gereklilik haline geldi. Katılım ve çeşitlilik politikası ile şirket stratejisini güçlendirmek 2022’nin önemli trendlerinden biri olacak.
Zindelik üst yönetimlerin iş listesinde
İyi hissetme hali dediğimiz zindelik (wellbeing) her ne kadar pandemiden önce de şirketlerin gündeminde yer alsa da, zirvesini Covid-19 ile birlikte yaşadı. Covid-19 ile birlikte üst yönetimler de zindelik konusuna her zamankinden fazla önem vermeye başladı. 4C1H raporuna göre zindeliğin üst yönetimin iş listesinde yer olanı oranı geçtiğimiz sene yüzde61’ken bu sene yüzde75’e yükselmiş durumda.
Zindeliği uzun zamandır gündeminde tutan şirketlerin elde ettiği olumlu sonuçlar ise şu şekilde: Şirketlerin yüzde37’si verimliliğin, yüzde33’ü müşteri memnuniyetinin arttığını belirtirken; yüzde 30’u hastalığa bağlı iş kaybının, yüzde21’i ise profesyonel tükenmişlik sendromunun azaldığını belirtti.
2022’de dijitalleşmenin zindelik konusunu da etkilemesi bekleniyor ve dijital platformlardan alınabilecek zindelik destek programlarıyla her şirketin bu trendi yakalayabileceği belirtiliyor.
Dijital İK etkisini artırarak sürdürüyor
Dijital İK, doğru noktalarda, doğru kişilere en kısa sürede ulaşarak en yüksek verimi sağlayacak bir alt yapı kurulması olarak tanımlanıyor. Buna göre şirketler için verimliliğin önemi her geçen gün artarken dijital İK uygulamalarına yönelim de etkisini sürdürecek.
4C1H raporuna göre verimliliği olumlu yönde etkileyecek tüm bu başlıkların en iyi şekilde işlemesi için süreçlerin dijitalleşmesi, zamandan tasarruf edilmesi, herkesin en hızlı ve en iyi şekilde hizmet alacağı platformların kurulması şart.
Çalışanlar işlerini sorguluyor, işveren markası olmak daha kritik hale geliyor
İnsan deneyiminin öne çıktığı 2020 yılı ile, işveren markası ve hikayesi de altın çağını yaşıyor. 4C1H Kurucusu ve Kültür Tasarımcısı Pınar Yarar, “Ailesinden uzak kalan sağlık personelleri, online eğitim veren öğretmenler, aşı arayışındaki bilim insanlarının hikayeleri, tüm çalışanların işlerinde aradıkları anlamı sorgulamalarına ve haliyle işveren markasının da her zamankinden daha önemli olmasına sebep oldu” diyor.
Araştırmalara göre işveren markası güçlü olan şirketler yüzde 50 daha kalifiye adayı etkiliyor, işveren markası işe alım masraflarını yüzde50’ye kadar düşürebiliyor. Bununla birlikte mesajını doğru ileten iyi bir işveren markası hikayesi, çalışanların aidiyet duygusunun artmasına katkıda bulunuyor. Performansı yüzde 56’ya kadar yükseltirken, turnover oranlarını yüzde50’ye, işe devamsızlık oranını yüzde75’e kadar düşürüyor. (BDS)