Huawei Freebuds 4i İncelemesi: Sesi de Güzel Sessizliği de

Ses kalitesi ve ergonomisiyle öne çıkan Huawei’nin aktif gürültü önleme özelliğine sahip stereo kablosuz kulaklığı Freebuds 4i, Enterprise Next’in konuğuydu.

Kulak içi kablosuz stereo kulaklıklarla ilgili ilk hikayem Samsung Galaxy Buds ile başladı. O dönemde her telefon alana sıfır bunlardan hediye ettikleri için ucuzundan bir tane açılmamış kutu bulup aldım. Hap benzeri bir çift kulaklığı kulağıma takıp saatlerce dinlemek iyi bir fikir gibi görünmüştü. Aslında ürün de fena sayılmazdı. Sağlık verilerinin kontrolü, egzersiz koçu, ses ayarı yapılabilen dokunmatik yüzey gibi özellikleri fena sayılmayacak bir ses kalitesi eşliğinde sunuyordu. Ama ergonomi açısından ciddi sorunları vardı. Takarken adeta kulak tıkacı gibi kulak kanalına sonuna kadar ittirmek zorunda kalıyor, dış yüzeyi kulak kepçesine doğru dürüst tutunamadığı için ikide bir gevşeyen kulaklığı yeniden sıkmakla uğraşıyordum. Kendisiyle maceramız fazla uzun sürmedi, kısa sürede yollarımızı ayırdık.

Ardından yolum Apple AirPods Pro ile kesişti. Bir dükkanda deneme fırsatı buldum, baya da hoşuma gitti. Bir Android kullanıcısı olarak çok doğru bir seçim değildi belki, ama etkileyici bir aktif gürültü engelleme performansına ve sıcak bir ses dengesine sahipti. Kulak yastığını nispeten konforlu biçimde tasarlamışlar, aktif gürültü engelleme sırasında oluşan negatif basınç deşarjı gibi ilginç fikirler ortaya koymuşlardı. Denemeye değer dedim, aldım eve geldim.

Aldım ama kısa sürede bununla da bazı sorunlar yaşamaya başladım. Apple kulaklığın Android telefonlarda kullanımına engel olmasa da, her zaman yaptığı gibi uyguladığı gerilla taktikleriyle sizi tamamen kendi ekosistemine çekmek için elinden geleni ardına koymuyordu. Örneğin aygıtı evdeki iPad’e bağladığım kulaklıkların ses seviyesi canavar gibiyken, Android’e bağladığımda en yüksek ses seviyesi bile bunun yarısına anca çıkıyordu. Bunu düzeltmek için kaç forumu ziyaret ettiğimi, kaç video izlediğimi hatırlamıyorum. Android telefonda daha önce varlığını bile bilmediğim geliştirici menüleri açtım, ona bağladım bundan söktüm derken sorun birden çözüldü. Ne yaptım nasıl oldu hiçbir fikrim yok.

Bu işi hallettikten sonra da sorunlar bitmedi. Örneğin sol kulaklık kulağıma gayet güzel otururken sağ kulaklık hangi boy yastığı tercih edersem edeyim yürürken veya koşarken bir süre sonra gevşeyip düşüyordu. Baktım, meğer bu da yaygın bir problemmiş. Sonra yolda azıcık bile rüzgar esse telefon görüşmelerinde sesim karşıya gitmiyordu ki, bu da bir diğer şikayet edilen yönüymüş. Öyle ama kamyonla da para verdik, yapacak bir şey yok. Kendim kaşındım, günahıyla sevabıyla sineye çekeceğiz. .

Huawei Freebuds 4i: Miniklerin Dünyasında Yükselen Bir Diva

Tüm bunlar olup biterken Huawei’nin ürünlerinin hep etrafından dolaşıp durdum ama hiç elim gitmedi. Bu tarz hijyenik ürünleri mağazada takıp deneme imkanım olmuyordu, ses kalitesine önem verdiğim için fiyatı 1.000 TL bandına yaklaşan bir ürüne denemeden para vermek istemiyordum. Şirket geçenlerde Huawei FreeBuds 4i ürünü test için gönderdiğinde ilk kez bir tanesine dokunup bakma şansı yakaladım.

Deneyince açıkçası oldukça şaşırdım. Zira minik, tombul bir kutu içinde sunulan bir çift kulaklığın böylesine başarılı ses vermesini beklemiyordum.

Çakıl taşına benzeyen bir kutuyla gelen Freebuds 4i, teknik anlamda oldukça yüksek vaatleri olan bir cihaz. Tek şarjda 10 saat çalma süresi, kutuyla birlikte 30 saate yakın pil ömrü sunabilme iddiasında. Bu rakamların uzaması açıkçası beni çok ilgilendirmiyor. Neticede bu tarz kulaklıkların herhangi bir koşulda 2 saatten fazla kulağımda durduğunu pek görmedim. Bu sürenin sonunda ya müzik dinlemekten sıkılıyorsunuz ya kulağınız rahatsız olmaya başlıyor. O yüzden özellikle iki şeye bakıyorum: Ses kalitesi ve ergonomi.

Öncelikle ergonomiden bahsedeyim. Huawei Freebuds 4i kulak içine giren silikon uçların yanı sıra kulak kepçesinin içine yerleşen bir tasarıma sahip. Kulaklığın ucunu kulağınıza sokuyorsunuz, kulaklığın dış kısmı da kulak kepçesinin iç kıvrımına yerleşiyor. Böyle olunca AirPods Pro ile yaşadığım kulaklığın düşme problemi ortadan kalkmış oldu. Koştum zıpladım eğildim kalktım kafamı salladım, kulaklık hala yerinde. Alet Android üzerinde çıkarıp taktığınızı da anlıyor, müziği ona göre durdurup yeniden başlatıyor. Apple’ın Android kullanıcılarından esirgediği bir özellik. Nefis.

Ergonomiye onay verdikten sonra farklı karakterde tanıdık bildik birkaç parça açıp dinledim. Ses netliği ve enstrümanların ayrımı gayet yerli yerindeydi. Özellikle Samsung’un ekolayzer ile zar zor düzeltebildiğim nispeten boğuk performansına kıyasla, benzer fiyat bandındaki bir ürünün bu kadar temiz ve net frekans ayrımı yapabilmesine oldukça şaşırdım. Ses karakteri olarak kulaklığın basları AirPods Pro’ya göre biraz daha ön planda, AirPods buna göre daha natürel kalıyor. Ama açıkçası kulaklığı zaten genelde gürültülü ortamlarda ve spor yaparken kullandığım için bu çok şikayet edeceğim bir durum değil. Hatta birkaç dinlemeden sonra böylesi daha bile hoşuma gitmeye başladı.

Kulaklığın aktif gürültü engelleme özelliği çok başarılı. Açtığınızda sizi gerçek anlamda sessizliğe sürüklüyor. Müzikle adeta baş başa kalıyorsunuz, yanınızdan banliyö treni geçse umurunuzda olmuyor. Birkaç telefon görüşmesi yaptım, karşı tarafın beni duyamamasıyla ilgili hiçbir sorun yok.

750 liralık bir kulaklığın rakip ekosistemdeki 2200 liralık cihazın tüm ergonomik sorunlarını çözmekle kalmayıp, ses kalitesi ve aktif gürültü engelleme performansıyla denk biçimde karşısına dikilmesi bence az buz başarı değil. Üstelik aralarında canavar gibi bir akıllı saat, üstüne de en iyisinden powerbank alacak kadar fiyat farkı var.

Hatasız Kul Olmaz, Hatamla Sev Beni

Tabii Huawei Freebuds 4i’yi bu kadar övdük ama cihazın bazı kusurlarına da değinmeden geçmeyelim. Örneğin şarj kutusu biraz tombul, o nedenle artık kot pantolonun çakmak cebine sığmıyor. Başka? Kulaklıkları kutudan çıkarmak biraz zor. Hele parmaklarınızın ucu ıslanıp kayganlaşmışsa daha da zor oluyor. Kulaklıkların fonksiyonlarını üzerine dokunarak ve parmağınızı üzerinde tutarak kontrol ediyorsunuz. Ama her iki kulaklık için bağımsız olarak çift dokunmayı programlayabilirken, tek veya üç dokunmayı programlayamıyorsunuz. Mesela üç kere dokunsaydık da bir önceki parçaya dönseydi veya sesi açıp kapatsaydı ne güzel olurdu. Böyle olunca fonksiyonları biraz sınırlanmış gibi. Belki ilerde bir güncellemeyle bunu da eklerler.

Cihazda gördüğüm en önemli sorun ise kutunun zamanla şarj eksiltmesi. Kutuyu tam olarak şarj edip kenara koyduğunuzda elinizi sürmeseniz bile günde yaklaşık yüzde 10 şarjı eksiltiyor. Sanırım kulaklıkları kutuya koyduğunuzda cihazların kendini tamamen kapatmamasıyla ilgili bir durum. Nasıl olsa 30 saat yetecek şarjı var diye güvenip kenarda birkaç hafta beklemiş kutuyu sokağa çıkarken bakmadan yanınıza alırsanız bitmiş pillerle karşılaşabilirsiniz. Dokunmadan birkaç ay kenarda bekletirseniz bu kez aşırı deşarj olan pillerin tekrar şarj tutmaması gündeme gelebilir.

Kısacası cihaz biraz ilgi ve bakım istiyor. Aynı sorun Samsung’da da vardı ama AirPods’da yoktu. Kenarda 1 ay bile beklese içinden kulaklık canlı çıkıyordu. Neyse ki tüm kutu 1 saatte şarj olabiliyor. Ben ucuna bir de mıknatıslı şarj kablosu taktım, masada dururken aklıma geldikçe kabloyu yanına yaklaştırıveriyorum.

Huawei Freebuds 4i sevabıyla günahıyla işte böyle bir ürün. Ufak tefek eksikleri olsa da bunlar sesiyle, ergonomisiyle Huawei Freebuds 4i’nin yeni favorim olduğu gerçeğini değiştirmiyor. Bu zamana kadar markadan uzak kaldığıma da üzüldüm açıkçası. Kaliteli ses eşliğinde iyi müzik dinlemeyi seven biri olarak, bundan sonra markanın ses adına yaptıklarını yakından takip edeceğim.

Beyaz, siyah ve kırmızı renk seçenekleriyle sunulan Huawei Freebuds 4i şu ara 750 lira civarında fiyat etiketine sahip. Bütçe olarak bu seviyelere çıkabiliyorsanız, gönül rahatlığıyla alternatiflerinizin arasına alabilirsiniz.